hamd   (4236 içerik bulundu)

Bütün İş Teslimiyette

Allah yolunda olanların yaşadığı yerler, vefatlarından sonra bile tesir ediyor. Özbekistan’da meselâ, Buhara’da hâlâ o mânevî iklim hissediliyor. Halk ciddi, en

Sufilerin Önem Verdiği Özellik

İmam Rabbani’ye göre tasavvuf, zahiri ilimler olmadan olmaz. Maneviyatın neşri ise satırlardan değil sadırlardan yani kalplerden kalbe olacaktır. Bu sebeple tas

Hal ve Hareketlerinize Öyle Dikkat Edin Ki!..

Allah dostları rakik gönüllü, ince ruhlu, engin merhamet sahibi ufuk insanlardır. Hal ve hareketlerimizle hiçbir insanın kalbinin incinmesini istemezler. Hiçbir

Güçlü Mümin Olma Sanatı

Tasavvufta güçlü mümin olma sanatı; nefis tezkiyesi ile insanın fıtratındaki kibir, bencillik, korkaklık, tembellik gibi zafiyetleri temizlemesi, tevazu, cömert

Tevâzu Nedir? Mütevâzı İnsanın Özellikleri Nelerdir?

Tevâzu nedir? Mütevâzı kimdir? Mütevâzı insanın özellikleri nelerdir? İşte cevapları...

Musa Topbaş Efendinin İcazetnâmesi

Sultânü’l-Ârifîn Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri’nin, Mûsâ Efendi Hazretleri’ne takdim ettiği irşad vesîkasını sizler için alıntıladık.

3 Kelimede Hz. Mevlânâ

Üç kelimede Hz. Mevlânâ'yı nasıl tanıyabiliriz? Hazret-i Mevlânâ mavevi hayatını 3 kelimede anlatıyor...

Mânevi Hastalıkların Tedâvîsi

Mânevi hastalıklara dûçâr olan kalbler, mutlaka tedâvîye muhtaçtır ve mânevî bir eğitime girmek mec­bûriyetindedirler. Bunların tedâvîsi için bâzı hususlara dik

'dünya Kadınlar Günü'nün Geçmişi

8 Mart 1857'de ABD'nin New York şehrinde 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçiler

Hz. Mevlana ve Şems'in Tanışma Hikayesi

Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Şems'in -hazretleri- ilk tanışmaları nasıl gerçekleşti? Hz. Mevlânâ sonrasında Hz. Şems ile nasıl karşılaştı? Hz. Mevlânâ ve Şe

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.