Adı Ruveym bin Ahmed, künyesi Ebû Muhammed, nisbesi Bağdadî. Dâvud Isfahânî’nin mezhebine bağlı bir fakih idi. Kıraat ilminde üstaddı. Bu ilmi, İdris bin Abd
Şems-i Tebrizi Hazretleri nerede ve ne zaman doğdu? Şems-i Tebrizi Hazretleri manevi yola nasıl girdi? Şems-i Tebrizi ve Mevlana Hazretleri hakkında rivayetler
Süfyan es-Sevrî Kimdir? Hadis ilmine katkıları nelerdir
Asıl adı Muhammed b. Musa. Aslı Ferganalıdır, bu yüzden “Fergâni” nisbesiyle de anılır. Vâsıt’ta oturduğu için de “Vâsıtî” diye şöhreti vardır. Cüneyd ve Ebu’
Adı Muhammed bin Ömer, lâkabı Varrâk, künyesi Ebû Bekir, nisbesi Tirmizî, Aslen Tirmizli, Belh’de yaşadı, Tirmiz’de öldü. Ahmed bin Hadraveyh, Muhammned bin Sa’
Tasavvuf'u nasıl anlamalıyız? İstikamet üzere olmanın maddi ve manevi önemi nedir? Tasavvuf büyüklerinden kıymetli örnekler ile tasavvuf ve istikamet...
Adı Muhammed b. İsmail, künyesi Ebû Abdullah, nisbesi Mağribî. Ebu’l-Hüseyin Ali Ruzeyn Herevî’nin talebesi ve İbrahim Havvâs’ın üstadıdır. 120 yıllık uzun bi
Adı, Sülemî’nin Tabakatu’s-sûfiyye’sine ve İbnu’l-Mulakkın’in Tabakatü’l-evliyâ’sına göre Mümşaz, diğer kaynaklara göre Mümşad. Irak Şeyhlerinin ulularından. Ni
Sohbet “bir mürşidin ya da âlimin sözlerini dinlemek üzere tertip edilen dinî-tasavvufî toplantı” anlamında kullanılır. Sohbet halkalarını ilk defa düzenleyen
Ebû Hamza, Nişabur’un Mülkâbâd mahallesinderıdir. Cüneyd Bağdâdî, Ebû Said Harrâz ve Ebû Türâb Nahşebî ile çağdaş ve arkadaş. Diğer Horasan meşâyıhı gibi “tevek
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.