Hava saldırılarının ve çatışmaların tozu dumana kattığı Suriye'de bir müezzin, aşkla nöbet tuttuğu bin yıllık camisinden aydınlık bir gökyüzü için ezanlarını yü
Yaşanmış, târihî bir vâkıa olan şu misal, her hâlükârda, tevekkül ve teslîmiyetle Allâh’a sığınan bir kulun Cenâb-ı Hak tarafından bazen düşmanı eliyle bile nas
Dürre binti Ebû Leheb radıyallahu anha Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin amca kızı…
Dünya serî-üz zevâldir. Her gelen muayyen bir müddet yaşar. Bazısı genç, bazısı yaşlanmış bir şekilde ahirete intikal eder. Ne mutlu bu imtihanı verebilenlere..
Hayatı Mısır’ın zindanlarında geçen Hz. Yusuf -aleyhisselam- Allah’ın kendisine bahşettiği ilimle zindan arkadaşlarının rüyalarını tabir ediyordu. Bu ilmi Hz Yu
Ahmed bin Ebü'l-Havârî Hazretleri, meşhûr velîlerdendir. Şahit olduğu bir hengamede garip bir adam dikkatini celbeder. Ebü'l-Havârî Hazretleri, büyük bir heyec
Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm-, aynı zindanı paylaştığı iki gence tevhîd akîdesini tebliğ etmek istedi. Onların rüyâlarını tâbir etmeden evvel, kendisinin hak di
Dinimize göre bu dünya hayatı ahiretin tarlası olup, akıllı müslüman için maddi imkânlar ahiret sermayesidir. Son dönemde ülkemiz maddî olarak zenginleşmiş diğe
Ümmet, millet ve devlet olarak ve belki küçük küçük cemaat ve gruplar olarak da muhasebe yapmak bir zarurettir. Meselâ bugün İslâm ümmeti olarak ciddi bir muhas
“Ben Müslümanım” demek, bu dünya ve ebedi hayat için pek çok şeyi teahhüd etmek anlamına geliyor. Onun için “Ben Müslüman mıyım?” sorusu, bugün her birimiz için
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.