SUFİ   (668 içerik bulundu)

Erenlerin Sohbeti Arttırır Marifeti

Hak dostlarının sohbet meclislerinde bulunmanın fazilet ve bereketi...

Ebu Hamza Bağdadi (k.s.) Kimdir?

Adı Muhammed bin İbrahim, künyesi Ebû Hamza, nisbesi Bağdâdî. Önceleri ehl-i hadis, sonraları ehl-i reyden sayılan ve İmam-ı Azam Ebû Hanife ile arkadaşlığı bul

İbn Mesrûk Tusî (k.s) Kimdir?

Adı Ahmed bin Muhammed, künyesi Ebu’l-Abbas, nisbesi, et-Tûsî, şöhreti İbn Mes­rûk. Aslen Tûs şehrinden, orada yetişti. Bağ­dat’da yaşadı.

Cüneyd Bağdadi Hz. Kimdir?

Cüneyd Bağdadi Hazretleri kimdir? Cüneydi Bağdadi Hazretleri nasıl bir mizac ve ahlaka sahipti? Cüneydi Bağdadi nerede doğdu, eğitimi nereden aldı? Cüneyd Bağda

Ebu’l Huseyn Nûrî (k.s.) Kimdir?

Adı Ahmed bin Muhammed, künyesi Ebu’I-Huseyn, nisbesi el-Bağdâdî. Nûrî lakabıyla meşhur, İbnu’l-Bagavi namıyla maruf. Horasanlıdır. Herat yakınlarında Buğşur ad

Amr Bin Osman El Mekkî (k.s.) Kimdir?

Adı Amr bin Osman, künyesi Ebu Abdullah, nisbesi el-Mekkî. Aslen Yemenli. Mekke ve Bağdad’da yaşadı. İsfehan ve Cidde’de bulundu. Cüneyd’in müridi. Hallâc’ın şe

Sehl Bin Abdullah Tüsteri (k.s) Kimdir?

Adı Seht b. Abdullah, künyesi Ebu Muham­med, nisbesi et-Tüsteri. Tasavvuf yolunun imamlarından. 201/816 yılında Tüster’de doğdu.

İnsanın Allah Katındaki Değeri

“Tezkiretü’l-Evliyâ” kitabından, insanın hak katında değerini ifâde eden bir kıssa...

Ebu Said Harraz (k.s) Kimdir?

Adı Ahmed bin İsa, künyesi Ebu Said, nisbesi el-Bağdâdî, lakabı Harrâz. Bağdatlıdır. Zünnûn Mısrî, Bişr Hafî ve Ebu Abdullah Nibâcî’nin talebesi.

Hamdun Kassar (k.s.) Kimdir?

Adı Hamdun bin Ahmed, künyesi Ebu Salih, nisbesi en-Nisaburi, lakabı el-Kassar. Horasan şeyhlerinin ulularından. Melâmet (1) fikrinin kurucularından.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.