fakir   (4038 içerik bulundu)

Gâyen Ne Kadarsa Kıymetin O Kadar!

Nefis, Allah için hizmet etmenin ve faydalı olmanın tadını aldığı vakit, “Canlar canını buldum, kovanım yağma olsun!” diyen güzele benzer de herkes gibi düşünme

Müslüman'ın Sorumluluk Oranı Nedir?

İnsanlığımızla alakalı, dinimizden kaynaklı işlerde haberlerden etkilendiğimiz kadarı ile sorumluluk alamayacağımız çok açık bir gerçektir. Üzerimize binen ekon

Kurban Yardımlarında Öncelik Kimlere Verilmeli?

Asr-ı saâdette bayrama, infakla, ikramla, sadakayla hazırlanılır; bayram, Allah için yapılan fedakârlıklarla karşılanırdı. Zira hakîkî bayrama nâil olabilmenin,

Kalbinizin Gitmediği Yere Ayaklarınız Gitmez

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı'nın 2014 yılı kurban faaliyetlerine katılan Muhammet Kılıçer Fildişi Sahilleri'nde yaşadıklarını anlatıyor.

Ubeydullah Ahrâr Hazretleri'nin Hizmet Ufku

İslâm ahlâkının esâsını, Cenâb-ı Hakk’a aşk ve ihlâs ile yönelişte; bu yönelişin en mühim nişânını da hiç şüphesiz “hizmet”te bulu­ruz. Zîrâ «hizmet eden himmet

Osmanlı'da Kurulan Vakıfların Sayısı

Vakıf tesisi, mânevî bir olgunluk tezâhürü olduğundan bu faaliyet, mürşid-i kâmillerin irşad ve rûhâniyetinden istifâde eden topluluklarda çok daha geniş bir sû

Hazreti Hızır'ın Her Hafta Uğradığı Cami

Kardeşi Cem Sultan'ın vefâtından sonra Sultan Bâyezîd Han, hâricî siyâsetini daha hür bir zemine oturtmak imkânına kavuştu. Ayrıca, ülke içerisinde de büyük bir

Peygamberimizin Çocuk Yetiştirme Metodu Nasıldı?

Osman Nûri topbaş Hocaefendi çocuk yetiştirmekte dikkat edilecek husulardan, Peygamberimizin çocuk yetiştirme metodundan ve bir müslümanın düğününün nasıl olmas

Vakıflar Nasıl Ortaya Çıktı?

Vakıf, târihte ilk önce herkesin birlikte ibâdet ettiği mekânlarda başlamış, sonradan birçok ictimâî sahayı içine alarak genişlemiştir.

"infâk Et ki Sana Da İnfâk Edilsin!"

Dertli, garip, yalnız ve kimsesize merhamet ve infakla sahip çıkılan bir toplumda; hiçbir siyasetçinin, sosyoloğun, psikoloğun temin edemeyeceği bir kardeşlik i

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.