MUHABBET   (4397 içerik bulundu)

Şeytanın Girdiği Söz Penceresi

Dostlar, arkadaşlar ve ortaklar arası da çoğu zaman iletişim kazaları ile bozulur. Burada şeytanın girdiği söz penceresi, çoğu zaman sü-i zanna dayalı gıybet, d

İnsanın Yaratılışındaki Hikmetler

İnsanın yaratılmasına evveliyetle Cenâb-ı Hakk’ın varlığı ve mârifetini (bilinmesini) murâd etmesi sebep olmuştur.

İçine Şeytan Kaçmış İlişkiler

Şeytanın varoluş misyonu yeryüzünde kötülükleri güzel göstererek insanları azdırmaktır ve ondan kurtulacak olanlar da “ihlaslı kullar”, yani Allah’ın her an ken

Peygamber Efendimiz'i Nasıl Örnek Alırız?

Ol Seyyidü’l-kevneyn Muhammed Mustafâ’ya salevât!.. Ol Rasûlü’s-sekaleyn Muhammed Mustafâ’ya salevât!.. Ol İmâmu’l-Harameyn Muhammed Mustafâ’ya salevât!.. Ol

Peygamber Efendimiz'e Ümmet Olmanın Önemi!

Ömrümüzün her ânında; bizim için şefkat ve merhamet dolu, rakik bir sîne olan Fahr-i Kâinat Efendimiz’e ümmet olma lûtfuna erişmenin saadet ve sürûru içinde olm

Seherlerden Nasıl İstifâde Edilir?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi seher ve gecelerin ehemmiyetinden sonra helak olan kavimlerden bahsediyor.

Cenâb-ı Hakk'ın Kullarına En Büyük Nîmeti

Ashâb-ı kirâmın, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e olan muhabbet tezâhürlerini, O’nun emir ve nehiylerine nasıl ittibâ ettiklerine ve O’nun neb

Derinden Etkileyen Şahsiyetler

1950'li yıllarda İmam Hatip Lisesi öğrencisi olan Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'yi çocukluğunda ve öğrencilik yıllarında etkileyen kıymetli şahsiyetler.

Ashab-ı Kiram'ın Peygamber Sevgisi

Ashâb-ı kirâm, Peygamber Efendimiz’i canlarından, mallarından ve akrabâlarından daha çok severlerdi.

Gerçek Huzur Resulûllah'a Benzeyebilmektir

Cenâb-ı Hak; insanı, cennete davet etmekte. Ancak onu cennete ham ve nâdân hâliyle değil, terbiye olmuş bir kıvamda kabul etmekte. 

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.