ümmet   (5387 içerik bulundu)

Ahiret Hayatını İsteyenler

Bizler kendi durumumuzu sorularla sık sık gözden geçirerek hata ve eksikliklerimizi samimiyetle tespit etmek ve telafisine ciddiyetle gayret etmek mecburiyetind

"kendini Bilmek" İstiyorsan Bu Soruları Cevapla!

İnsanlar bilgiye ihtiyaç duyma hususunda diğer mahlûkattan bariz bir şekilde farklıdır. Diğer varlıkların ilme ihtiyacı yoktur. Kedilerin yahut kuşların bizim a

Cemaatten Uzaklaşmak Uzaklaşmaktır Allah'tan!

Cemaat kelimesinden herkesin kendi mensup olduğu gurubu, ocağı değil, öncelikle ümmet yapısını, ehl-i sünnet ve’l-cemaat/Kitap ve sünnet çizgisini takip eden mü

Ruhun Üçüzleri: Akıl, İrade ve Vicdan

“Akıl göz, vahiy ışıktır.” Gözünü yuman kendini karanlıkta bırakır. Müslüman ne gözden ne ışıktan geçebilir. Bu zor şartlarda şeytanlaşmış düşmanlar içinde yaşa

İslam Fütuhatının Başlangıcı

Bütün Arabistan’a ve oradan bütün cihana yayılan İslam’ın maddi ve manevî fütuhatı, Kâbe kapısının açılmasıyla başlamıştır.

Namazların Beş Vakitte Kılınmasının Sebebi

Beş vakit farz namazın Peygamber Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem- vasıtasıyla Miraç’ta kabul edilmesi şöyle gerçekleşmiştir.

Bütün İlâhî Kitapların Özü: Lâ İlâhe İllâllâh

İlâhî Kitaplar Cenâb-ı Hakk’ın kelâm sıfatının beşer kelâmı ve idrâkine in’ikâsıdır.

Hz. Ali’nin (r.a.) Şemaili ve Örnek Ahlakı

Hz. Ali’nin (r.a.) şemaili/siması nasıldır? Hz. Ali’nin (r.a.) fiziki ve ahlaki özellikleri nelerdir? İşte Hz. Ali’nin (r.a.) şemaili ve örnek ahlakı...

"ılımlı İslam" Olmaz Ama "ılımlı Müslüman" Oluşturulabilir

İslam üzerinden ılımlı Müslüman, sert Müslüman, radikal Müslüman diye şekillendirilmesi söz konusu. “Ilımlı İslam” hiçbir zaman oluşturulamaz. Bu konuda içimiz

Kapanmayan Yaramız: Kudüs

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye geneli tüm camilerde okunacak haftanın Cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu “Ka

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.