hz. osman   (476 içerik bulundu)

Afrika'da İslam'ın Yayılışı Nasıl Oldu?

İslam'ın Afrika'da yayışı nasıl oldu? İlk ne zaman Afrika'ya gidildi? Peygamber Efendimiz döneminde Afrika'da İslam, Sahabiler ve daha sonrasında İslam'ın Afrik

Fitneye Sebep Olmamak

Mümine yakışan fitneye sebep olmamak ve sabr etmektir. İslam ümmeti içerisinde nice örnekler olduğu gibi Efendimiz'in (s.a.v) güzide sahabilerinden sizler için

Müminin Ferasetinden Sakının!

Rasulullah Efendimizin “Mü’minin feraseti” dediği şey gerçekte nedir? Mümin nasıl bir bakış açısına sahip olmalı ve olayları baz alırken kıstasları ne olmalıdır

Muhammed İbni Mesleme (ra) Kimdir?

Muhammed İbni Mesleme radıyallahu anh şecâat ve cesâretiyle meşhur yiğit bir sahâbî... Hayatı savaş meydanlarında geçen mücâhid bir kahraman... Hudeybiye'de Bia

Amr İbni Abese Es-sülemî (ra) Kimdir?

Amr İbni Abese radıyallahu anh İslâmiyeti ilk kabul eden kahramanlardan... Cahiliye döneminde putlara tapmaktan nefret eden, devamlı onlardan kurtulmanın yolunu

Peygamberimize (s.a.v) Karşı Sorumluluklarımız Nelerdir?

Peygamberi (s.a.v) sevmek imandandır. Sevmek fiilinin cereyan bulduğu sevgide elbette ispat istemektedir. Bunun ispatı olarak ayet ve hadislerle Peygamberimize

Ümmete Zarar Veren 'içki ve Uyuşturucu Bağımlılığı'

İçki ve onun gibi insanın aklını başından alan uyuşturucu maddelerin ahlakî noktadan ve beşeri ilişkiler açısından ümmet hayatına yönelik her zaman gündemde ola

Rukiyye Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Hazret-i Rukiyye (r.a.), Resûlullah Efendimiz’in ikinci kızı... Zâtü’l-Hicreteyn = İki hicret sahibi lakabına mazhar  çilekeş bir iman eri... Aile olarak kocas

Ümmü Gülsüm Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

 Ümmü Gülsüm (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in üçüncü kızı... Mekke müşriklerinin şiddetli ambargoları altında büyüyen çilekeş bir genç... Annesi ve iki ablasının

Sünnetin Müslümanların Hayatındaki Bağlayıcılığı

Sünnetin bir bütün ve kavram olarak bağlayıcılığı kesindir. Peygamber’e uymayı, verdiği hükme razı olmayı, onun hükmü karşısında mü’minlere seçim hakkı tanınmad

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.