ümmet   (5384 içerik bulundu)

Kötülüğe Mani Olma Sorumluluğu

Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle d

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur'ân'ı Nasıl Okurdu?

Peygamber Efendimiz, Kur’ân-ı Kerîm’i nasıl okurdu? Cenâb-ı Hakk’a nasıl duâ ederdi?

Modern Çağda İnsanlığın Sonu!

1700’lü yılların başından itibaren insanlık yeni bir döneme girdi. Ve o dönem, her geçen gün, dozajını artırarak devam ediyor: İhtiras çağı!..

Peygamberlerin Hikmetli Nasihatleri

Dünyada kazanılan zenginlik, sahibine en fazla kabre kadar yoldaşlık eder. İnsanın dünyadan kabre götürebileceği, zâhiren yalnızca bir kefenden ibârettir. Bâtın

Ebû Eyyûp El-ensârî Hazretleri Nasıl Vefât Etti?

Hz. Peygamber'in müjdesine nail olabilmek için 80 yaşında at sırtında İstanbul seferine çıkan Ebû Eyyûb El-Ensârî Hazretleri, ruhunu Allah'a (cc) yolunda gayret

Allah İle Beraberlik Şuuru

İbâdetlerin huşû ile nasıl edâ edilebileceğini, en güzel bir şekilde yine Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve ashâb-ı kirâmın örnek hayâtınd

Ailede 'denge ve Îtidal' Nasıl Olmalı?

Ailenin sıhhati için denge ve itidal şarttır. Eşler arasında gözetilmediğinde ise boşanma sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki, ailede 'denge ve it

Gerçek Hayat "kuşluk Zamanı" Kadardır

Sahâbe neslinin büyük bir îman vecdi içinde kendilerini Allâh’a adamalarının bir benzerini yakın tarihimizin Çanakkale muhârebeleri safhasında, sînesi îmanla do

Dünyadaki Kaçırılmayacak Fırsat!

Kudretli zamanında, elinden geldiği vakit bir hayır işlemeyen, bir iyilik yapmayan, kudretsiz ve âciz kaldığı vakit sıkıntıya düşüp zahmet çeker. Bizlere verile

Namaz Mü'minin Mîrâcıdır

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in: “Namaz, müminin mîrâcıdır.” (Süyûtî, Şerhu İbn-i Mâce, I, 313) buyuruyor. Video: [1 dk. 25 sn.]

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.