ümmet   (5384 içerik bulundu)

Fatih'in Vakfiyesinde Görülmemiş İncelikler

Fâtih Sultan Mehmed, toplumun korunmaya muhtaç fertleri için en hassas edep ve şefkat ölçülerini aksettiren ulvî kâideleri asırlarca evvel ortaya koyuyordu.

Hakkıyla Hac Yapabilmek İçin!..

Hac, fıkhî bir terim olarak “Mekke kentindeki Kâbe’yi ve çevresindeki mukaddes sayılan özel yerleri, belirli bir vakitte, önceden hac niyetiyle ihrama girerek u

'kardeş Katli'nde Bilinmesi Gereken Üç Şey

Bütün kâideler, hattâ şer’î hususlar bile onları tatbik eden kimselerin kalbî âlem, olgunluk ve istikâmetlerine göre netice verir. Zira kânunlar, keskin bir bıç

İbretlik Hücrelerle Tefekkür Etmek

Her bir zerre, hâdisenin uzmanı ve yöneticisi gibi, işine vâkıf, ama birer köle gibi tevâzuyla ve fedakârca çalışıyor… Hârikulade bir iş yap ve bir hiç gibi ort

Kanuni'ye Namazını Bozdurtan Hadise!

Osmanlı İmparatorluğu döneminde kardeş ve evlât katli me­se­lesi, alternatifsiz iki büyük mecbûrî tehlikeden en hafifini tercih etmek zarûretine binâen, nâçâr b

Ben Bir Suriyeliyim

Ben uzun bir yoldan geliyorum. Bir de yokluktan… Dağıtılan bir çoraba dahî atılıyorsam, eşya görünce tutamıyorsam kendimi; kınamasın kimse beni… Bomba seslerini

Muhteris Kimlere Denir?

Muhteris insana Dünya’yı versen; “Acaba Ayʼda bir parsel yok mu?” der. Nefsânî ihtirasların sonu gelmez. Gönlün huzuru; kanaat, rızâ ve şükürdedir.

Diğergâmlık, Bütün İnsanlığa Yardım Etmektir

Diğergâmlık, insanların sadece maddî ihtiyaçlarıyla değil bütün sıkıntılarıyla meşgul olmayı gerektirir.

Osmanlı'nın Ömrünü Uzatan En Büyük Sır!

Gâzi Sultan Fâtih Mehmed Han, tedkîk edildikçe derinleşen, derinleştikçe deryâlaşan bir zâhir ve bâtın sul­tâ­nıdır. Onun her sahada gösterdiği muvaffakıyet ve

Sorun Bizde Kalbimizde

Ramazan ayı içinde Erkam Radyo'da "İftar Sevinci" programında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca ile bir sohbet yapıldı. Prof. Dr. İrfan Gündüz

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.