kıyamet   (6468 içerik bulundu)

18'inde Seçilmişlerdi

Genç Dergisi bu ay “18’inde Seçilmişlerdi” diyerek son zamanlarda anayasa değişikliği tartışmalarıyla gündeme gelen milletvekili seçilme yaşı tartışmasını; henü

Dünyanın Bir Günü Âhiretin Bin Yılı

Dünya kazanma mahali, âhiret ise karşılık görme yeridir. Âhirette kazanmak veya kaybetmek yoktur. Bu sebeple dünyadaki vakitlerin değeri çok büyüktür.

İlim Öğrenmek İbadet Etmekten Üstün mü?

İyi bir âlim çok ibadet eden bilgisiz kişiden daha değerli ve faydalıdır. Kıssamızdaki câhil âbidin hem kendisini hem de kendisine akıl danışan kimseyi mahvetme

Kim İlim Öğrenmek İçin Yola Çıkarsa 'cennet Yolcusu'

İlim öğrenmek ve öğretmek Allah Teâlâ’yı memnun eden değerli bir meşgaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa, Allah Teâlâ ona

Allâh’ın Sizi Affetmesini İstemez Misiniz?

Peygamber Efendimiz (s.a.v)in nasıl ibadet ederdi? İbadette bir sınırı var mıydı? Sahabilere ibadet hakkında verdiği nasihat ile sahabilerin cennet arzusu, Efen

Gençliğimizi Nerelerde Geçiriyoruz?

Allah'ın verdiği ömür içerisinde en kıymetli vakitler gençlik yıllarıdır. Enerji ve azmin çok yüksek olduğu bu dönemlerde İslam ile meşgul olmak, İslam adına hi

İslam'da Edebin Önemi Nedir?

Edep, İslâm nazarında o kadar ehemmiyetlidir ki, onu kısaca târif etmek için “İslâm, edepten ibârettir.” denilebilir. Çünkü İslâmî emirlerin tamamı, aynı zamand

Peygamberimizin Gece İbadeti

Hz. Peygamber (s.a.v), ümmetine her konu da örnek olmuş ve örnekliği ile birlikte her daim hayatında yaşayarak bir fiil temsil etmiştir. Böyle bir örnekliğe şah

Nafile İbadetler

Nâfile ibâdetler, farzları takviye eder ve kulun Allâh’a yakınlaşmasına vesîle olur.

'habibim' İltifatına Nail Olan Tek İnsan

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; yaratılanların en yücesi, en mümtâzıdır. O, ilâhî kudretin insanda tecellî eden bir sanat hârikasıdır. Cenâb

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.