kıyamet   (6468 içerik bulundu)

Bugünkü Cuma Hutbesinin Konusu "ömür Nimeti" Oldu

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve tüm camilerde okutulan Cuma hutbesinin bu haftaki konu başlığı 'Ömür Nimeti' oldu. Hutbede, kıyamet günü ilk

Ashab-ı Kehf Kimdir?

Ashab-ı Kehf, putperest ve zâlim bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş bir grup sâlih gençtir.

Doğum Günü Kutlamasının Tarihi

Tarihte bilinen ilk doğum günü kutlaması, Eski Mısır’da ve milâttan önce 3000’lerde… Yani yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişi var ve ilk defa firavun hânedanınd

İslam'da Bağış ve Benzeri İyilikleri Başa Kakma Yasağı

Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan ve gönül kırmayanlar için Allah katında  mükâfatlar vardır.(Bakara sûresi (2), 262) İslam bizlere "Bir elin v

İki Dünya Saâdetini Nasıl Yakalarız?

İki cihanda mutlu olmak için bir müslüman nasıl bir yaşantıya sahip olmalıdır? Hayatında nelere dikkat etmeli ve neleri hassasiyetle gözetlemelidir?

25 Yardım Tırı İdlib'e Dualarla Uğurlandı

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı öncülüğünde, sivil toplum örgütü temsilcilerinin destekleriyle Türkiye genelinde başlatılan "Halep'te İnsanlı

Kul Hakkına Riayet Etmenin Önemi Nedir?

Mümin her ne olursa olsun kul hakkına riayet etmeli ve bu konuda dikkatli olmalıdır. Bu hususiyetin müslümanlar açısından önemi nedir ve İslam bizlere bu konuda

Mümkün Olmayan Kaçış

Ahiret inancı, insanın iç dünyasının genişlemesi ve düşüncenin derinlik kazanması bakımından önemlidir; kişinin kendisini bekleyen görevi üstlenmeye elverişli b

Abdullah Zü’l-bicâdeyn Kimdir?

Abdullah Zü’l-Bicâdeyn radıyallahu anh Allah ve Rasûlü yolunda iki kilim parçasını kendine elbise yapıp imanından taviz vermeden yaşayan çoşkun gönüllü bir yiği

Hz.ömer'den (r.a) Adil Yönetim Dersi

Adil yönetici nasıl olur? Hz. Ömer (r.a) tebasına nasıl hükmeder onları nasıl yönetirdi? Hz Ömer'in (r.a) adaleti...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.