kıyamet   (6468 içerik bulundu)

En Güzel Örnek Peygamberimiz

Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz’i insanlığa en güzel örnek şahsiyet olarak takdim etmiş, ashâb-ı kirâm da O’nu örnek alma ve izini tâkip etme hususunda zirve t

Milliyetçiliğin Ümmete Zararları

İslam imanı zemininde, sevgi, merhamet ve dayanışma üçgeninde birleşmiş bir ümmet bünyesi, her türlü rahatsızlığın kesin merhemidir. Mümin duyarlığına dayalı üm

Hâlis Kulluğun Özü

İnsan olarak en büyük vazifemiz, Rabbimize olan şükür borcumuzu ödemeye çalışmak. Yoktan var edilmiş olmak bile şükründen âciz kalınacak bir nîmet… Hâl böyleyke

Kur’ân’a Karşı Mes’ûliyetimiz

Kur’ân-ı Kerîm, kaynağı Cenâb-ı Hak olan dört semâvî kitabın sonuncusudur. Rüşdünü ikmâl etmiş insanlığa Rabbimizin son çağrısı ve son mesajlarıdır.

Tevbenin Kabul Şartları

Tevbe, Allah’a tâzim ve gazab-ı ilâhisinden kaçınmak için olmalıdır. Eğer başka bir niyet için olursa bu tevbe kabul olunmaz. Tevbe etmenin önemi ve tevbenin ka

Peygambere Komşu Olmak Böyle Olur

"Kim, Allah yolunda öldürülürse o şehîddir. Kim Allah yolunda ölürse o şehîddir. Kim taun hastalığından ölürse o şehîddir. Kim karın hastalığından ölürse o şehî

Hz. Mûsâ'nın Peygamber Oluşu

Mûsâ -aleyhisselâm'ın ailesini alarak Medyen'den Mısır'a gidişinde yol boyu ailesi ve kendi ile olan imtihanı ve O'na yapılan kutlu tebliğ...

Hz. Peygambere Muhabbetle İtaat

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, nasıl azgın bir câhiliye devrinin ıslâhına vesîle oldu ve onu asr-ı saâdete dönüştürdü ise, bugün de insanlığı

'kul Hakkı' Vitrine ve Reklamlara Düştü

Peygamber Efendimiz (s.a.v) örnek şahsiyeti ve yaşayışıyla, kazanırken ve harcarken dikkate alması zarûrî olan ölçüleri göstererek, sahâbe-i kirâmın  hayatında

Hanım Sultanların Günümüzde Yaşayan Tarihî Mirasları

Tespit edilebilen 26 bin küsur vakfa sahip olan Osmanlı Devleti'nde, hanımların vakıflara yönelik katkısı da azımsanamayacak kadar fazla idi. Bir vakıf medeniye

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.