gıybet   (756 içerik bulundu)

Bir Müslüman Nasıl Olmalıdır?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Peygamber Efendimiz’in farik vasıflarına göre bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini anlatıyor.

Benlikten Nasıl Kurtulunur?

İnsanın en zor terk edebildiği kötü huy, enâniyet, yani benliktir. İnsan dâimâ benliği sebebiyle nefsinin peşinde koşar ve hep kendisini haklı görür.

Hacca Gidenlere Tavsiyeler

Mevlânâ Hâlid Hazretleri hacca gitmek isteyenlere verdiği tavsiyeler...

İbadetlerin En Kolayı

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor: "İbâdetlerin en kolayını size bildireyim mi: Susmak ve iyi huylu olmak."

Gönülleri İrşad Eden Tavsiyeler

Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin, gönülleri irşâd eden güzel tavsiyelerinden bir kısmı...

Tasavvufta Tevazu ve Hiçlik

Abdullah Dehlevî Hazretleri çok yüksek makamlara sahip olmasına rağmen dâimâ tevâzû ve hiçlik hâlinde yaşardı.

Abdullah Dehlevi Hazretlerinin Faziletleri

Abdullah Dehlevî Hazretleri gecelerini zikir ve ibadetle ihyâ ederdi. Uyku galebe çaldığında seccâdesinin üzerinde sağ yanına yatardı. Yüksek edebinden dolayı,

Gençken Kendine Sorman Gereken 12 Soru

Bir genç sabah uyandığında kendisine hangi soruları sormalı ve cevapları vermeli? Gençlere 12 maddede kendisine sorması gereken soruları sıralıyoruz.

Susma Orucu İslam’da Yasak!

Geçmiş birtakım şeriatlardaki yiyip içmemenin yanında konuşmama şeklinde oruç tutma âdeti İslâm dininde yoktur. Dünya kelâmı konuşmamak suretiyle Allah'a ibadet

60 Yıllık Edep Farkı

Musa Topbaş (k.s.) Efendinin 1987 yılında Altınoluk Dergisi'nde yayınlanan "Cemiyet Hayatımızda 60 Yıllık Edep Farkı" yazısını sizler için alıntıladık

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.