dost   (6261 içerik bulundu)

Batılı Gençler Neden Ortadoğu'da?

Ortadoğu'daki çatışmalarda çok sayıda 'Batılı militanın' yer alması dikkatleri IŞİD'e katılan ya da bölgedeki Hristiyanları korumaya gelen Avrupa'nın inanç sava

Allah’ın İsimleri ve Anlamları

Mahmud Sami Ramazanoğlu'nun Duâlar ve Zikirler kitabında, hadîs-i şerifler ışığında Allah’ı zikretmeyi, Allah'ın isimlerini ve bunların hangi mânâya geldiklerin

Kurban Vekaletinde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Vekâleten kurban kesiyoruz. Bize vekâletle kurban kestirmek isteyenlerden kimisinin, kurbanlık alımı için verdiği para, kurbanlıkların normal piyasa fiyatının a

Her Kötülüğe İyilikle mi Karşılık Verilir?

İyilik yapanlara iyilik, fenâlık yapanlara da fenâlık yapmak meziyet değildir. Asıl meziyet, kötülük yapanlara da iyilik yapabilmektir. Zira iyilik yapılan kims

Sadakaları Allah Alır

Mü’min; “…Sen onları sîmâlarından tanırsın…” (el-Bakara, 273) âyetinin sırrına ererek, muhtâcın istemesine bile lüzum kalmadan, onun sıkıntısını sîmâsından anla

İyilik Edenlere Allâh’ın Rahmeti Çok Yakındır

İlâhî ahlâk ile ahlâklanmak isteyen bir mü’min, elindeki nîmetlerden muhtaçları da faydalandırmalıdır. Elinden, dilinden, hâlinden, kālinden, velhâsıl maddî-mân

Turistik Tatile Çıkan Kişiler Seferi midir?

Kurban Bayramı’nda sırf turistik amaçla tatile çıkan kişiler seferî sayılırlar mı ya da onların da kurban kesmesi gerekir mi?

Kurban Bayramı'nda Memleketine Giden Seferi Sayılır mı?

Kurban bayramını memleketinde eş-dost ve akrabalarıyla birlikte kutlayan kişiler seferi sayılır mı? Bu durumdaki kişilerin kurban kesmesi gerekir mi?

Bütün Gelirini Yetimlere ve Yoksullara Harcayan Kafe

Kurebiyem Kafe, 2011 yılının Mart ayında Üsküdar’da, Badegül Dede’nin liderliğindeki ev hanımları tarafından açıldı. Faaliyetlerini Gönüllü Eller İnsani Yardım

Mü’minlerin Derdiyle Dertlenmek

Cuma Sohbetleri'nde bu hafta, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin "Mü'minlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir" hadis-i şerifini merkeze alarak

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.