Allah dostları   (675 içerik bulundu)

Din Kardeşlerimizin Dert Ortağı Olalım!

Allah dostları, yalnızların yanıbaşında, mâtemlerin civârında bulunarak kimsesizlerin kimsesi olurlar.

Laf Mücahidi Nedir?

Musa Topbaş Hocaefendi'nin laf mücahidleri diye tanımladığı kişiler kimlerdir?

Çocuğuma Neden Kur'ân Öğretmeliyim?

Bugün evlâtlarımıza karşı sorumluluğumuzda, dünya ve âhiret dengesini kurmak, umûmiyetle ihmal ediliyor. Dünyevî diplomalar yanında, uhrevî diplomalara dikkat e

Musa Efendi Tek Başına Vakıf Gibiydi

Altınoluk Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Taşgetiren, Abdullah Sert Bey ile Musa Efendi Hazretlerinin "İnfak Hassasiyeti" üzerine konuştu.

Osmanlı'nın Cihan Hakimiyetinin Arkasındaki Güç!

Osmanlı mülkü, kadri yüce Allah dostlarıyla teminat altındaydı. Öyle ki geleceğin sultanları olarak yetiştirilen şehzâdeler de, her kesimden, liyâkatli kimseler

Zirvelere Yürüyen Sultan Orhan Gâzi

Babasının ihlâs ve irâdesini, ağabeyinin rızâsını ve evliyâullâhın duâsını alarak zirvelere yürüyen sultan Orhan Gâzi'nin (1281-1360) manevi portresi.

"hızır'la Sohbet" Kitabı Okuyucuyu Bekliyor!

Çoğunluğu Ruhu'l Beyan adlı tefsir kitaptan derlenen menkıbelerden oluşan Hızır'la Sohbet adlı eser Erkam Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu.

Alemdağ Kur'ân Kursu Hafızlık İcâzet Merasimi Yapıldı

Alemdağ Kur’an Kursu'nun 2014-2015 eğitim öğretim yılında mezun olan hafızlar için tertip ettiği Hafızlık İcazet Merasimi, Çamlıca Çilehane Camii’nde gerçekleşt

Cehennemden Çıkmak İsteyenlere Sorulacak 2 Soru

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi bu haftaki sohbetlerinde Allah'ın dost kullarına gelecek yardımlardan ve cehennemliklere sorulacak sorulardan bahsediyor...

Dünyanın Kirlerine Bulaşma!

Allah Teâlâ bizleri bu dünyaya imtihan için göndermiş, ahiretin tarlası olarak yarattığı bu dünyanın baki olmadığını esas yurdun ahiret olduğunu da daima bizler

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.