cennet   (7039 içerik bulundu)

Tefekkür Etmek İle İlgili Âyet ve Hadisler

Tefekkür, sadece insana değil, bütün mahlûkata verilmiş, hayâtî bir kâbiliyettir. Bu kâbiliyeti, her varlık, kendi dünyası içinde ve kendi yaratılışına uygun bi

Allah’a ve Ahiret Günü’ne İman Etmenin Semeresi

Allah’a ve âhiret gününe îmânın en mühim semeresi, merhamettir. Merhametten de infak, hizmet, cömertlik, affedicilik gibi güzel hasletler zuhûr eder.

Peygamber Efendimiz'e Salevât Getirmenin Faydaları ve Faziletleri

Âyet-i kerîmedeki ilâhî ferman mûcibince, O Fahr-i Kâinât’a salât ü selâm getirmek mecbûrîdir. Bu, Cenâbı Hakk’ın Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e karş

İnsanı İbâdetten Alıkoyan 4 Şey

Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Kâfirlerin müslümanları irtidâda icbar etmelerinin sebebi onların dünya hayâtını âhiret üzerine tercih etmeleridir. Allah Teâlâ kâfi

Affetmek Hakkında Âyet ve Hadisler

Mûsa Topbaş -kuddise sirruh- Efendi'nin, Altınoluk Dergisi'nin Kasım sayısında alıntılanan "Affedicilik, Kabahat Örtücülük" başlıklı yazıyı istifadelerinize sun

Hangi Amelinle Bu Mertebeye Vâsıl Oldun?

Sultan Ahmed Hân’ın bir sanat hârikası olan şâheser Sultanahmet Câmii'nin temel atma merâsimine devrin en meş­hur meşâyıh ve âlimleri dâvet edilmişti. Peki, Sul

Allah Resûlü İle Beraber Olabilmek

Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼle beraber olmayan her devir, câhiliye…

Osmanlı’da Hayvan Sevgisi Nasıldı?

Hayrât ve hasenâtta görüldüğü gibi Osmanlı’da şefkat ve merhamet, hayvanlar ve bitkilere kadar uzanmıştır. Hayvanları ve bitkileri himâyede bütün Osmanlılar, âd

Gençlere Özel Sohbet Halkaları

Genç Dergi, 10 yıllık yolcuğuna özel; tasarımda ve muhtevada yenilikler yaparak, Kasım sayısında kapağına “Sohbet Halkan Var mı?” başlığıyla çıktı. Gençlik ve s

Peygamber Efendimiz'in Tevâzû Hâli

Başkalarını hor görerek kendini beğenmek kadar, insanı mânen helâk eden bir başka felâket yoktur. Bunun içindir ki Mevlânâ Hazretleri, birçok mânevî tehlikeden

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.