gıybet   (756 içerik bulundu)

İnsanları İnciten Allah'ı İncitir

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de “İnsanı inciten kişinin, Allâh’ı incittiğinden haberi yoktur. O bilmiyor ki, bu küpün suyu, Hakk ırmağının suyu ile birleşmiştir.” (c

Hayânın Yolu Nereden Geçer?

En çok utanıp hayâ edeceğimiz ve buna layık olan Rabbimizdir. Rabbimizin haram kıldığı her sınırı aşarken, “Rabbim beni görüyor!” deyip evvelâ Rabbimize karşı h

Sofranda Misafire Yer Ayır

Şehirlerimizde ve köylerimizde misafirhaneler, konukevleri; evlerimizde misafir odası, misafir yemek takımları, misafir yorganı, nevresimi, misafir havlusu, mis

Sevilen Misafirin 12 Özelliği

Misafirlikle ilgili dikkat edilecek hususlar

Müslümanlar İlim, Fikir ve Sanat Üretmeli

Dünya ilerlerken, şeytan tatil yapmazken, bırakın gerilemeyi yerinde saymak bile bir felâkettir. Ümmet-i Muhammed ilim, fikir ve sanat üretmeyi sürdürmek zorund

Fâtıma Binti Kays (ra) Kimdir?

 Fâtıma binti Kays radıyallahu anhâ Medine’ye hicret eden ilk muhacir hanım sahâbîlerden!.. Keskin zekâsı, görüş ve kanaatlerinde isabeti ile çevresinde tanınmı

Gerçek Özgürlük Bedende mi Ruhta mı?

Doğuştan gelen bedensel ve ruhsal özürde sahibinin kabahati yoktur. Anne-babanın yanlış tercih ve davranışlarından kaynaklanmışsa vebali onlara aittir. Bu türlü

Örnek Müslüman Nasıl Olunur?

Hakîkî Müslüman âilesini, büyüklerini, yurdunu ve bayrağını sever, insanlara karşı yumuşak davranır ve imkân buldukça herkese yardım eder.

Allah’a Âşık Olmanın Yedi Şartı

Bazı sâlikler bütün gayretlerini Üstâzlarının gözüne girmek, iltifatına nail olmak hususlarına harcarlar. Doğrudur. Bu çok güzel bir istektir; fakat bunun da bi

Amellerin Kabulü İçin Gereken Şart Nedir?

Tasannûdan, gösterişten ve her türlü mânevî ârızadan temizlenmiş ve sırf Allah için yapılan amel-i sâlih Hak katında makbul olur. Cenâb-ı Hak, amellerimizde ne

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.