kıyamet   (6464 içerik bulundu)

Kıyamet Günü Bir Adam Getirilir ve Cehennem Ateşine Atılır

“Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı çıkar ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkep gibi döner durur”

Kıyâmet İçin Ne Hazırlık Yaptın?

Bir kimse geldi ve Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’e: “Kıyâmet ne vakit olacaktır, kopacaktır” dedi. Fahr-i Kâinat (s.a.s.) Efendimiz’e: “Kıyâmet için ne hazırlık

Kıyametin Büyük Alametleri

Kıyametin büyük alametleri nelerdir? Kıyametin büyük alametleri gerçekleşti mi? Maddeler halinde kıyametin büyük alametleri.

Büyük ve Küçük Kıyamet Alametleri Nelerdir?

Kıyamet alametleri nelerdir? Kıyametin büyük ve küçük kıyamet alametleri neledir? Kısaca büyük ve küçük kıyamet alametleri...

“Cennette Reyyân Denilen Bir Kapı Vardır ki Kıyamet Günü Oradan Ancak Oruçlular Girecek” Hadisi

Cennette sadece oruçluların gireceği kapı hangisidir? "Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan baş

Kıyametin Küçük Alametleri

Kıyametin küçük ve orta alâmetleri nelerdir? Kıyametin küçük alametleri gerçekleşti mi? Maddeler halinde kıyametin küçük alametleri.

“Müslümandan Bir Sıkıntıyı Giderenin, Allah Da Kıyamet Günündeki Sıkıntısını Giderir" Hadisi

Müslümanın Müslüman kardeşi üzerindeki vazifeleri nelerdir? Hadisi şerif Müslümanları birbirleri aralarındaki ilişkileri hakkında hangi konularda uyarıyor? Dr.

Kıyamet Alametleri Bugün Var mı Yok mu?

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in haber verdiği kıyamet alametleri nelerdir? Hadis-i şerifte geçen kıyamet alametleri bu gün var mı, yok mudur? Osman Nuri Topbaş

Kıyamet Günü Kurtuluşun Anahtarı

Şuarâ suresi 88-89. ayetler kıyamet günü kurtuluşun ancak ne ile olacağını söylüyor. İşte ayetin tefsiri ve açıklaması...

Kıyamet Suresi 40. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kıyamet Suresi 40. ayeti ne anlatıyor? Kıyamet Suresi 40. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.