hüsran   (1105 içerik bulundu)

Üzerimizde Hakkı Olanlar

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Cenâb-ı Hak, Her Hak Sahibine Hakkını Vermiştir”

Elhamdülillâh Neden Deriz?

Mü’min bir kul olarak Allah'ın verdiği nimetlere dilimizle şükrederek “Elhamdülillah!” deriz. Davranış ve hâlimizle şükrederek, o hâlin gereği olan kulluk ve ib

Hak Dostlarında Mal Edinme ve Harcama Edebi

Rabbimizin görünür-görünmez sayısız nimetlerinden biri de hiç şüphesiz “mal sahibi olma nimeti”dir. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in “Sâlih bir ada

Kibirlenenlerin Helakına İbretlik Misaller

Mü’min, bir nîmete nâil olduğunda dâimâ; “Bu Rabbimin fazl u keremindendir.” diyerek nîmeti asıl sahibine izâfe edip şükretmelidir. Nefsânî bir şımarıklık içind

Servetin Üç Afeti

İsâ (a.s), “Servetin üç âfeti vardır demiştir. Birincisi, onu helalinden temin etmemek. İkincisi, helalinden kazansa bile meşrû olmayan yerlere sarf etmektir. Ü

Hz. Ali (r.a.) Yüzüne Tüküren Düşmanını Neden Öldürmedi?

Hayat kitabının öfke faslı, bir fâcia târihidir. Bu vahim tehlikeden kurtuluş çaresi, bu hoşa gitmeyen feveran karşısında kardeşlik ve sabır silâhını kullanmak,

Sağlığımız İçin Hayatımızı Sorgulamalıyız?

İnsanoğlu genellikle boş zamanının, sağlığının, ömrünün nerelerde geçtiğinin sorgulamasını pek yapmaz. Ancak bir imtihanla karşılaştığı zaman bu düşünceleri gel

Hakikat-i Muhammediye’den Nasip Almanın Yolları

Hakîkat-i Muhammediyye’den nasip alabilmek için dikkat edilecek hususlar...

Manevi Yola Girenlerde Ne Aranır?

Mânevî yola talip olanlarda evvelâ; dürüstlük, tevâzû, engin gönül, mülâye­met, geçimlilik, ihlâs ve istikâmet aranır. İkinci olarak da; gayret, samîmiyet, fe­d

Dini Eğitimi Hafife Almayın!

Günümüzde dünyevî tahsile gösterilen ehemmiyet, dînî tahsil için gösterilmiyor. Hâlbuki Efendimiz (s.a.v.) 23 sene boyunca İslâm kültürünü ashâbına tahsil ettir

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.