SEHER   (887 içerik bulundu)

İftar Sofralarımız Nasıl Olmalı?

Ramazân-ı Şerîf, ilâhî affın âdeta tuğyân ettiği bir arınma mevsimi… Sanki yoğunlaştırılmış mânevî bir tekâmül mektebi… Öyle ki; gönülleri zenginleştiren, kalpl

Rasûlullah Hac Vazîfesini Nasıl İcrâ Ediyordu?

Hz. Muhammed (sav) hicretin 10. yılında hac görevini ifa etti. Yaklaşık üç ay sonra vefat ettiği ve bundan sonra başka hac yapmadığı için bu hacca “veda haccı”

Zikir ve Tefekkürün En Bereketli Vakti

Günün en kıymetli kısmı, gecenin üçte ikisinden sonrasına tekâbül eden seher vakitleridir.

Cimri Bir Sofunun İbretlik Hikâyesi

Şeyh Sadî-i Şirazî'nin 8 asır önce kaleme aldığı Bostân, siyasi buhranlar içinde bocalayan 13. asır insanına, aslını ve sahipsiz olmadığını hatırlatmak için ver

Peygamberimiz Teravih Namazı Kılmış mıdır?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Teravih Namazı Kılmış mıdır? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, halk tarafından sıkça sorulan ve merak edilen bu soruyu cevaplıyor.

Ashâb-ı Kirâm Teravih Namazını Nasıl Kılardı?

Ramazan ayına mahsus bir gece namazı olan Teravih namazı yatsı namazından sonra kılınıyor. Kadın, erkek her müslüman için sünnet-i müekkede bir namaz olan Terav

Şimdi Dostluk Zamanı!

Yüzakı Dergisi 136. sayısında Ramazân-ı şerîfe özel hazırladığı dosyasında okuyucularını bekliyor.

Allah'ı Dağlarda Buldum

Abdurrahman İslam… Dile kolay, yaklaşık 40 yıl önce elinde İslam’a dair çok az kaynak varken, Avrupa’da çeşitli ideolojik çatışmaların yaşandığı bir zamanda, üs

Gece İbadetlerine Kalkmanın Reçetesi

İbrahim Edhem Hazretleri'nin gece ibadetlerine kalkamıyorum diyen kişiye verdiği reçete: [Video: 1 dk. 06 sn.]

Rabbini Nasıl Bilirsin?

Nefsimizi iyi tanımamız lazımdır. Hadisi kutside “Kim ki nefsini bilirse Rabbini de bilir” buyrulmuştur. Yani nefsini tanıyamayan Rabbini bilemez. Yusuf aleyhis

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.