Hazret-i Ömer   (950 içerik bulundu)

Osmanlı'da Vakıf Medeniyeti

Hak dostları, toplumlara; dâimâ kılıç fetihlerini gönül fethine, maddî îmarları da mânevî îmâra dönüştüren bir mâneviyat kevseri sundular. Onların mübârek eller

Sırrımızı Kime Açmalıyız?

Herhangi bir sırrı olanın, o sırrı taşıması bazen zorlaşır. Sırrını birisi ile paylaşmak ihtiyacı hisseder. Bunu da yardım talebi şeklinde açığa çıkarır. Sırrım

Mü'minlerin Âmelinin Ölçüsü

Kişi hayatından öncelik sırası olarak neye ehemmiyet veriyor ise kişiliği de o minvalde ölçülür. İşte Hz. Ömer'den -radıyallâhu anh- bir nasihat...

Mizah Sünnettir

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) «Ben mizah yaparım, ancak dâimâ doğruyu söylerim!» buyuruyor. Şakalaşmak, latîfe yapmak sünnettir, fakat gönül kırmadan, bilâkis gö

İtaat, Teslimiyet, Sadâkat Nasıl Olmalıdır?

Şunu aslâ unutmamak gerekir ki hiçbir meşrû gayeye, gayr-i meşrû bir yoldan gidilemez. Bu yüzden, ulvî bir gayeye hizmet etme iddiâsıyla Allâh’ın yasaklarını mü

Düşmanlarının Bile Gıpta İle Baktığı Müslümanlar

Asr-ı saadet döneminde sahabeler Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) el-emîn ve es-sâdık sıfatlarından nasîb almışlardı. Müslümanların bu güzel ahlâkına düşmanları

Medine'den Gönülleri İhya Eden Hediyeler

Muhammed İkbâl, Medîne’den dönen hacılara sorar: “Medîne-i Münevvere’yi ziyaret ettiniz; uhrevî Medîne çarşısından gönlünüzü ne gibi hediyelerle doldurdunuz?

Kur’ân Azîzdir, İzzet Bahşeder

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in, Kur’ân ehline nasıl ihtimam gösterdiğine dâir misaller pek fazladır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.