Mürid nedir, kime denir? Tasavvufta mürid-mürşid ilişkisi nasıl olmalıdır, mürid şeyhine karşı nasıl davranmalıdır? Mürşidin gönlüne nasıl girilir? Müridin dikk
İslâm’ı yaşamada Kur’an ve sünnet dışında vesîle aramak; mür-şid-i kâmili vesîle edinmek câiz midir? Kur’an ve hadîsten delîlleri var mıdır?
Hastalık sırasında doktor şifâya vesîle kılınıp şirk olduğu söylen-mezken bir mürşid-i kâmilin bâtınî hastalıklar için vesîle kılınması neden şirk olarak yoruml
Allah’a ibâdet sırasında veya câmide şeyhten meded istemek câiz midir? Allah neden peygamberleri vesîle kılmıştır? “Allah’a, pey-gamberine ve ülü’l emre itâat e
Bir mürşid-i kâmil aynı anda bir kaç yerde görülebilir mi? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
Bir mürşide, şeyhe bağlılık nasıl olmalıdır? İstismâra açık görünen bağlılığın ölçüsü ne olmalıdır? Sâdece uh-revî işlerde mi, yoksa dünyevî işlerde de olmalı m
Silsile inkıtaa uğrayıp mürşid yetişmeyince yıllar önce ölmüş kişiye râbıta yapılır mı? Yapılırsa silsileyi devreden çıkarıp doğrudan Hz. Peygamber (s.a.)’e râb
Mürîde mürşidin verdiği ders fazla gelirse ne yapmalı? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.
Günümüzde mürîd, mürşidinin yüzünü görmeden tarîkata giriyor. Eskiden mürîd, mürşidinin dizi dibinde, ondan feyz alarak yetişi-yordu. Bugünle dün arasındaki far
Âhirete intikâl eden mürşidi için: “O başkaydı” deyip, yaşayan mürşidinin tasarrufunun zayıf olduğunu söyleyen ihvânın durumu nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılma
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.