Arapların Ramazan Gelenekleri

Türkiye'de mahyalarla süslenen on bir ayın sultanı Ramazan ayı, Arap ülkelerinde fanuslar, ışıklı hilaller, grafiti ve "Ramazan düğünleriyle" renkleniyor.

Arap ülkelerinde genel olarak bilinen fanus, Mısır'da hakim olan Fatımi Devleti zamanına kadar uzanıyor. Fatımiler zamanında, halk, Ramazan hilalini gözlemek için sokaklara çıkar, çocuklar da onlara ellerinde ışıklı fanuslarla yardımcı olurdu. Ramazan ayının gelişine sevinen çocuklar, ellerinde fanuslarla sokaklara dökülür, maniler söylerdi.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sokaklar ilkel yolllarla aydınlatmaya gerek duyulmasa da fanus taşıma, birçok Arap ülkesinde gelenek halini almış durumda.

86aa763d7be1572887b9d67753e335f9.jpg.thumb_700

MISIR'DA APARTMANLAR FANUSLARLA SÜSLENİYOR

Özellikle Fatımi Devleti'nin merkezi olan Mısır'da, Ramazan'ın gelişi hala fanuslardan anlaşılıyor, sokaklar, caddeler, apartmanlar fanuslarla süsleniyor.

Fanusların yanında caddelerin donatıldığı renkli kağıt süsler de şöhretini koruyor. Köylerde ise plastikten yapılan üçgen, yıldız ya da ay şeklindeki süslemeler, Ramazan adetleri arasındaki yerini koruyor.

ÜRDÜN'DE BALKONLAR IŞIKLI HİLALLERLE KAPLI

e62460e332b2e8331e5ac065e7d56f46.jpg.thumb_700Ürdün'de evlerin camlarına, balkonlara asılan ışıklı hilaller, Ramazan'ın gelişinin habercisi. Ramazan ayında; başkent Amman sokaklarında, camında hilal ya da yıldız olmokaklarında, Rayan apartman neredeyse yok denecek kadar az. Apartmanların bazen her dairesini süsleyen hilaller, özellikle iftar ve sahur saatlerinde Amman gecelerini aydınlatıyor.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, sokaklarda Ramazan ayında sadaka verilmesini, ihtiyaç sahipleri ve yetimlere yardım edilmesini tavsiye eden afişler dikkati çekiyor. Parlamento ve hükümet binasının olduğu, Muhammed el-Emin camisinin bulunduğu bölgedeki fanuslar ve ışıklı süsler ise şehre ayrı bir hava katıyor.

Beyrut'taki Şehitler Meydanı'na konulan büyük fanus, camilere asılan süslemeler, Ramazan gecelerini renklendiriyor. Çarşı ve pazarlardaki, "Ramazan'ın mübarek olsun" yazıları, hilal figürleriyle donatılıyor.

SUDAN'DA RAMAZAN DÜĞÜNÜ

53a1af953bfaec3bfce14b17f7a66bf7.jpg.thumb_700Sudan'da şaban ayının son akşam namazı, geniş katılımlı cemaatle kılınıyor. Köy ve kentlerde halk, büyük camilerde toplanarak Ramazan'ın gelişi münasebetiyle akşam namazında buluşuyor. Namazın ardından, defler çalınarak, naatlar okunarak bir nevi sokak şenliği düzenleniyor. Havai fişeklerin atıldığı bu şenliğe, halk "Ramazan düğünü" adını veriyor.

YEMEN'DE RAMAZAN'DA EVİ BOYAMAK ADETTEN

Yemen'de Ramazanda, evi boyamak yaygın adetlerden. Yemenliler, Ramazan geldiğinde evlerini boyarken, buna ekonomik olarak güç yetiremeyenler duvarları yıkayarak temizliyor. Camilerde halıların değişmesi de Ramazan gelenekleri arasında. Hayır sahipleri, özellikle son 10 günde itikafa girilen camilerde halıları ve kullanılan eşyaları yenilemeye özen gösteriyor.

MESCİD-İ AKSA YOLLARI RENGARENK 

Kudüs'te şehrin dar sokaklarına ipe sarılı rengarenk kağıt süsler ile "Allah" lafzı yazılı afişler asılıyor. Filistinliler, Mescid-i Aksa'ya çıkan sokakları süslemeye özen gösteriyor. Plastik bardak, şişe, cam gibi değişik malzemelerden yapılan el yapımı süsler, Aksa'ya çıkan yolları renklendiriyor.

ramazan-3

FİLİSTİN'DE RAMAZAN SEVİNCİ DUVARLARDA 

Gazze'de camiler fanus ve ışıklı süslerle bezenirken, Ramazan sevinci grafitiye yansıyor. Ressamlar, duvarlara Ramazan ayını simgeleyen hilal, yıldız gibi resimler çiziyor ve kutlama mesajları yazıyor.

Batı Şeria'da, İsrail'in 3 Yahudi yerleşimcinin kaybolmasının ardından başlattığı geniş çaplı operasyonlar, Ramazan sevincine gölge düşürse de halk, sokakları süslemekten vazgeçmiyor. Nablus şehrinde kentin ortasına büyük bir fanus konulurken, Beytüllahim'de Yeniden Doğuş Kilisesi'nin olduğu meydan, ışıklı asma süsler ve ay figürleriyle donatılıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Ne guzel gelenekleri varmış maşaAllah

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.