Arayana Çıkış Yolu Var
Bir düşünsek, biraz araştırsak, hiçbir şeyin mecburiyetten olmadığını görürüz. Bozuk ve bâtıl yollardan uzak durmak isteyenlere, yani takvâ ile hareket edenlere Cenâb-ı Hak, bir çıkış yolu gösterir. Fakat takvâ ile aramayan, o çıkış yolunu göremez.
“Ne yapalım? Zarûret var!..” deniliyor. Böylece menfî mekânlara evlâtlar, bizzat anne babalarının eliyle yerleştiriliyor.
Hâlbuki bir düşünsek, biraz araştırsak, hiçbir zarûret olmadığını görürüz. Bozuk, bâtıl ve gayr-i şer‘î yollardan uzak durmak isteyenlere, yani takvâ ile hareket edenlere Cenâb-ı Hak, bir çıkış yolu gösterir. Fakat takvâ ile aramayan, o çıkış yolunu göremez.
İçtimâî meselelerde arz ve talep dengesi vardır. Müslümanlar, eğer gayr-i şer‘î şartlara îtiraz eder, onları reddeder ve mahzurlu olmayan şeklini ısrarla talep ederlerse, müşterisi olan her şey mutlaka arz edilir, çareler zuhûr eder.
O zaman görülür ki, ihtilât bir zarûret değilmiş. Ayakları kaydıracak ortamlar bir zarûret değilmiş. Fâizli ekonomi zarûret değilmiş. Nefsânî eğitim ortamları zarûret değilmiş.
Bu ısrarlı talebi gösterebilmek de, yine İslâm şahsiyeti ve vakarı ister.
Rabbimiz; toplumumuzda, İslâm şahsiyet ve karakterini evlâtlarına mîras bırakabilen bahtiyar anne ve babaların sayısını artırsın.
Başkalarına hayran olan değil, kendi müstesnâ ahlâk ve karakterine hayran bırakan mü’minler olabilmeyi, cümle evlâtlarımıza nasip ve müyesser eylesin!.. Âmîn!..
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Ocak, Sayı: 179