Arifler Sultanı
Sultanü’l Arifin Mahmud Sami Efendi’nin örnek hayatından kesitler...
Muhterem Mahmud Sâmî Ramazanoğlu Hazretleri; çok muntazami nizamlı, saatli hayatları vardı. Müracaat eden ziyaretçiye kabul saati evvelce bildirilirdi. Misafirin geleceği vakitte giyimli, tertipli bir vaziyette (kat’iyyen ev hali ile değil) hazır bulunurlardı. Söz verdiği halde vaktinde sebepsiz yere gelemeyenlere çok üzülürler, misafiri kapıda güler yüzle karşılarlar ve karşılarında yer verirlerdi. Ziyaretçi için hangi mevzu, hangi kelam faideli ise o mevzuda konuşurlardı. Kısa bir zaman içinde, ziyaretçi, niyet ve ihlâsının ölçüsünde mutmain olmuş bir halde, büyük bir neşe ile huzurlarından ümitli olarak ayrılırdı. Gene vedalaşırken de kapıya kadar geçirirlerdi.
Bilhassa tevâzû ve alçak gönüllülükleri tarife sığmaz, lisan ile anlatılmazdı. Bilâ istisnâ herkesi kendilerinden üstün görürlerdi. Herkesin horladığı, küçük ve hakir gördükleri diyanet-perver acizlerin, miskinlerin ziyaretlerine gider, kendilerinden duâ talebinde bulunurlardı.
Övülmekten, senâ edilmekten hazzetmezler, hatta üzülürlerdi. Muhâtapları kendilerine ne kadar senâ ederlerse etsinler, kat’iyyen kendilerine mal etmezler, hemen “Bi-iznillah” demekle her şeyin ancak Hakkın izniyle vuku bulduğunu söylerler, imâ ederlerdi. Nezâketen muhataplarını incitmemeye de çok dikkatli olurlardı.
HASTALIKLARIN VE MUSİBETLERİN DEFİ İÇİN
Mahmud Sami (k.s.) Hazretleri, Allah’ın rızâsı, hastalıkların ve musibetlerin def’i için dâima kurban kesmeyi ve sadaka vermeyi tavsiye ederlerdi. Kendilerinin de bedelini vererek sık sık kurban kestirmek âdetleri idi.
Kaynak: Sâdık Dânâ, Erkam Yayınları, Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu