Arş-ı Âlâ'ya Çıkacak Bayram Hediyelerimiz
Bizler, bugün âdeta bir yangın yeri olan Filistin, Sûriye, Arakan ve Afrika başta olmak üzere, zulüm altındaki bütün Müslüman kardeşlerimiz için bu kalbî hassâsiyeti ne kadar gösterebildiğimize dâir, nefislerimizi derin derin muhâsebe etmek mecburiyetindeyiz. Zira bu husus, hepimiz için son derece mühim bir din kardeşliği mes’ûliyeti ve âhiret vebâlidir.
Unutmayalım ki hiçbir gölgenin bulunmayacağı kıyâmet gününde Arş-ı Âlâ’nın gölgesi altında muhafaza edilecek yedi sınıftan biri de, birbirlerini Allah için seven din kardeşleri olacaktır. [1]
Bu kardeşliğin hakkını verebilmek ise, bugünkü gibi zor zamanlarda yapılacak fedakârlıklara bağlıdır. Dolayısıyla, mazlum, mağdur ve muzdarip din kardeşlerimiz için yapacağımız duâlar, infaklar ve fedakârlıklar, -inşâallah- Rabbimize hamd ve şükrümüzün en güzel bir fiilî ifâdesi olacaktır.
DAVUD-İ TÂÎ HAZRETLERİ'NDEN MUHTEŞEM BİR ÎSÂR ÖRNEĞİ
Dâvud-i Tâî Hazretleriʼnin hizmetine bakan talebesi bir gün ona:
“Biraz et pişirdim; lütfen buyrun!” der. Üstâdının sükût etmesi üzerine de eti getirir. Ancak Dâvûd-i Tâî Hazretleri, önüne konan ete bakarak:
“Falanca yetimlerden ne haber var evlâdım?” diye sorar. Talebesi:
“Bildiğiniz gibi efendim!” der. O büyük Hak dostu da:
“O hâlde bu eti onlara götürüver!” buyurur.
Hazırladığı ikrâmı üstâdının yemesini arzu eden talebe ise:
“Efendim, siz de uzun zamandır et yemediniz!..” diyerek ısrar edecek olur. Fakat Dâvud-i Tâî Hazretleri kabul etmeyip:
“Evlâdım! Bu eti ben yersem bir müddet sonra dışarı çıkar, fakat o yetimler yerse, ebediyyen kalmak üzere Arş-ı Âlâ’ya çıkar!..” buyurur.
Bugün İslâm coğrafyasının pek çok bölgesinde, öyle mazlum, yoksul, muzdarip ve aç insanlar var ki, onlara tattırılacak kurban etleri, belki de Arş-ı Âlâʼya çıkacak en güzel bayram hediyelerimiz olacaktır.
Dipnot: [1] Bkz. Buhârî, Rikàk, 24.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler-1, Erkam Yayınları.
YORUMLAR