Aşıkların Deli Divane Olduğu Güzellik
Şer ve nifak yuvası Hayber’in Fethi’nden sonra Peygamber Efendimiz’i sevindiren iki hadise...
Hayber Fethi’nin tamamlandığı sırada Habeşistan’ın on altı kişilik hicret kâfilesi Hazret-i Câfer’in başkanlığında Medîne’ye döndü. Kâfiledekiler, Resûlullâh’ın Hayber’e gittiğini öğrenince, yollarına devâm edip Allâh Resûlü’ne -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kavuştular. Allâh Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Câfer’e önce:
“–Yaratılış ve ahlâk itibâriyle bana ne kadar benziyorsun!” buyurdular. Sonra Hazret-i Câfer’in alnından öperek:
“–Hayber’in fethi ile mi, Câfer’in gelişiyle mi sevineyim, bilemiyorum!” buyurdular. (İbn-i Hişâm, III, 414)
Câfer -radıyallâhu anh-, bu iltifât-ı nebevî karşısında heyecanlanarak vecde geldi. Sevincinden, mâsum bir çocuk gibi tek ayak üstünde Varlık Nûru Efendimiz’in çevresinde dönmeye başladı ve kendinden geçti.[1]
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Câfer’i -radıyallâhu anh- bu hâlden menetmediler. Bu vecd hâli, bâzı tarîkatlerde takrîrî sünnet olarak kabul görmüş ve vecd hâline bir gerekçe addedilmiştir.[2]
HAKK’IN AYNASI
Şâir, Hazret-i Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- muhabbeti ile dolu bu vecd hâlini ne güzel terennüm eder:
Eyleyen uşşâkı şeydâ dâimâ,
Tal’atindir yâ Rasûlallâh Sen’in!..
“Yâ Resûlallâh! Âşıkları (mestedip) deli dîvâne eyleyen, (elbette) Sen’in (Hakk’ın aynası olan ve üzerinde sonsuzluk nûrunun lemeân ettiği mübârek) yüzünün eşsiz güzelliğidir...”
[1] Ahmed, I, 108; İbn-i Sa’d, IV, 35.
[2] Mevlevîlik’teki zikirde vecd hâline geldikten sonra başlayan semâ da bu hâdiseden mülhemdir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları