Aşure Günü ile İlgili Hadisler

Aşure gününün önemi ve fazileti nedir? Aşure günü yapılması tavsiye edilen ameller nelerdir? İşte Aşure günü ile ilgili hadisler...

#aşuregünü #aşuregününedir #aşuregünühadisleri #asuregunu #asuregunuhadisleri

Hicrî ayların ilki olan Muharrem Ayı, Allâh’ın “haram” olarak nitelendirdiği aylardan olmasıyla birlikte, birçok rahmet, bereket ve fazileti de içinde barındırmaktadır. Muharrem ayının en faziletli günü ise, onuncu günü olan “Aşûre günü”dür. Aşûre günü, duâlara icâbet edilen, fazîleti âlî olan mübarek bir gündür.

AŞURE GÜNÜ İLE İLGİLİ HADİSLER

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ramazan orucu dışında en fazîletli oruç, Allâh’ın ayı Muharrem’de tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır (teheccüd).” (Müslim, Sıyâm 202, 203; Nesâî, Kıyâmu’l-leyl, 6)

*****

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Kim Aşûre günü (nafaka hususunda) âilesine geniş davranırsa Allah Teâlâ da bütün sene boyunca onun rızkına bolluk ihsân eyler.” (Taberânî, Evsat, IX, 121)

Câbir -radıyallâhu anh- bu rivâyetle alâkalı olarak;

“–Biz bunu denedik ve öyle bulduk.” der.

*****

Hadîs-i şerîfte buyruldu:

“Aşûre orucunu tutun; ancak bir gün ön­ce veya bir gün sonra da tutmak sûretiyle yahudîlere mu­hâlefet edin!”. (Ahmed, I, 241; Bezzâr, no. 1052; Heysemî, III, 188)

*****

Allah Rasûlü (s.a.v.) Muharrem’in 9-10 veya 10-11’inci günlerinde Aşûre orucu tutardı. (Bkz. Buhârî, Savm 47, 69, Enbiyâ 24; Müslim, Sıyâm, 113-133; Tirmizî, Savm, 48; Ahmed,

I, 241.)

*****

İbni Abbâs radıyallahu crnhümd’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aşure gününde oruç tuttu ve oruç tutmayı tavsiye etti.” (Buhârî, Savm 69; Müslim, Siyam 127, 128)

*****

Ebû Katâde radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e aşure günü tutulan orucun kıymeti soruldu; o da:

“Geçmiş bir senenin günahlanna kefaret olur” buyurdu.

(Müslim, Siyam 197. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48; İbni Mâce, Siyam 40)

*****

İbni Abbâs radıyallahu anhiimd’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Gelecek seneye kadar yaşayacak olursam, muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutarım.

(Müslim, Siyam 134. Ayrıca bk. İbni Mâce, Siyam 41)

*****

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Medine’ye geldiğinde Yahûdileri aşûre günü oruç tutar buldu. Onlara niçin oruç tuttukları soruldu. Bu gün Allah’ın Mûsa’yı, Firavn’a üstün kıldığı gündür. Ona ta’zîmmen bu günü oruç tutarız, dediler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mûsa’ya biz sizden daha yakınız” buyurdu ve o günü oruç tutulmasını emretti. (Buhâri, K. Sıyam, Bâb-u Savm-ı yevm-i Aşûra, n. 11 30; ibn-i Mâce, K. Sıyam, Bâb-ı Sıyyam-ı yevm-i Aşûra, n. 1734)

*****

Aişe radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Kureyş, cahiliye devrinde aşûre günü oruç tutardı. Peygamberlikten önce Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’de aşûre günü oruç tutardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiği vakit de aşûreyi tuttu ve o günde oruç tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca aşûre terk olundu, isteyen tuttu, isteyen terk etti. (Buhâri, K. Savm, Bâbu sıyâmı yevmi aşûra, n. 56/3; Müslim, K. Savm, Bâb-u sıyâmı yevmi aşûrâ, n. 112 5; Tirmizi, K. Savm, Bâbu mâ câe fi-r-ruhsati fi terkis-savm, n. 753)

İslam ve İhsan

AŞURE NEDİR?

Aşure Nedir?

AŞURENİN TARİHİ

Aşurenin Tarihi

AŞURE GÜNÜ OKUNACAK DUA

Aşure Günü Okunacak Dua

AŞURE GÜNÜ NELER YAŞANDI VE NE YAPMALIYIZ?

Aşure Günü Neler Yaşandı ve Ne Yapmalıyız?

AŞURE GÜNÜ GERÇEKLEŞEN 7 ÖNEMLİ HADİSE

Aşure Günü Gerçekleşen 7 Önemli Hadise

AŞURE GÜNÜ ORUCU

Aşure Günü Orucu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.