Ateşte Pişmiş Eti Yemek Abdesti Bozar mı?

Ateşte pişmiş eti yemenin hükmü nedir? Et yemek abdesti bozar mı? Et yedikten sonra abdest tazelemeden namaz kılınır mı?

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (pişmiş) bir koyunun ön budunu yedi ve abdest tazelemeden namaz kıldırdı. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/187; Buharî, Kitâb’ul-Vudu, b. 51, s. 59, c. 1; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 24, n. 354, s. 273, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Ketif: Koyunun ayağının gövdeye bitişik olan kısmına denir.

Dilimizde ona kürek kemiği denir.

*

Muğire bin Şu’be radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e misafir oldum, (hayvanın) ön yan tarafından et pişirilmesini emr etti ve et pişirildi. Rasûlullah Efendimiz bıçağı aldı, benim için etten kesmeye başladı.

Muğıre dedi ki: Bilâl, (Habeşi) geldi, namaz vaktinin geldiğini Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e haber verdi, dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elindeki bıçağı bıraktı.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Bilâl’e: “Ne oluyor ki, acele etti, elleri tozlanasıca?” buyurdu. Kalktı, namaz kıldırmaya durdu.

Enbarî şunu ziyade etti: Bilâl dedi ki: Bıyığım uzamıştı, Rasûlullah (altına) misvak koyarak onları kısalttı. Veya Rasûlullah “bıyığının altına misvak koyarak kısaltayım” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/188)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif, etin bıçakla kesilmesinin caiz olduğuna delildir. Fakat temiz su ile su verilmemiş bıçakla sıcak et kesilmemeli çünkü, bıçak yapılırken pis su verilirse sıcakla karşılaştıkça suyunu bırakabilir.

Şefre: Enli, ağızlı bıçak demektir.

Teribet Yedâk: Araplar arasında dua için kullanılan bir sözdür.

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (bir gün) koyun budu yedi, sonra altındaki sergiye elini sildi sonra da kalktı namaz kıldırdı. (İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 66, n. 488, s. 164, c. 1)

Bu hadis-i, şerif, yemek yedikten sonra elleri yıkamaya imkân olmadığı anlarda el ve ağzı sabunlu bir bezle silip kuruladıktan sonra namaza durabileceğine delâlet eder. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/189)

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhhi ve sellem (Pişmiş bir koyun) budundan ısırıp, yedikten sonra abdest yenilemeden namaz kıldı. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/190; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 24, n. 353, s. 273, c. 1; Buharî, Kitâb’ut-Tahâret, c. 1,; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 49, n. 184, s. 107, c. 1)

*

Muhammed bin Münkedir radıyallahu anh’dan:

Câbir bin Abdullah’ın şöyle dediğini işittim: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e etle ekmek sundum (biraz) yedikten sonra abdest suyu istedi, onunla abdest alıp öğle namazını kıldı. Sonra yemeğin artanını istedi. Onu da yedikten sonra abdest almadan namaza kalktı. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/191; Tirmizî, Ebvâb’ut-Tahâret, b. 59, n. 80, s. 116, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 66, n. 489, s. 164, c. 1; Buharî, Kitâb’ul-Etime, b. 25, s. 206, c. 1)

*

Câbir radıyallahu anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in iki işinden sonuncusu ateşle değiştirilen şeyden (pişirilip yenen etten dolayı) abdest almamak oldu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/192; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, n. 185, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Bu ve bundan önce geçen hadis-i şerifler ateşte pişen eti yiyenin abdest tazelemesinin mecburi olmadığına etin abdesti bozmadığına delildir. Eğer yenen yemek, diş etlerini tahriş eder, kanatır, kanda ağız suyuna galib gelirse o zaman abdesti bozulur. Kanamazsa abdest bozulmaz. Bu mesele Hanefîlere göredir.

*

Ubeyd bin Sümâmet el-Muradî radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Bize Mısır’da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in eshabından Abdullah bin El Haris bin Cez’e geldi. Onu, Mısır Camii’nde şöyle anlatırken işittim. Cez’e bir şahsın evinde yedi kişiden 7. ncisi ben olmak üzere veya altı kişiden altıncısı ben olmak üzere Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’le bulunuyorduk. Bilâl uğradı. Namaz için Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i çağırdı, evden çıktık. (Giderken) tenceresi ocakta bir kimseye rastladık. Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ona: “Tenceredeki yemeğin güzelleşti, pişti mi?” buyurdu, o da:

– Evet anam babam sana feda olsun, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

Ondan biraz (et) aldı, namaz için başlangıç, tekbirini alıncaya kadar onu çiğnedi, ben ona bakıyordum, dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 75/193)

Hadisin Açıklaması

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sıcak et yediği halde abdestini yenilemeden namaz kılmıştır. Bu hadis, pişmiş et yiyen kimsenin abdestinin bozulmayacağına delil olarak sevk edilmiştir.

Bürme: Tenceredir.

Ya’liku: Çiğniyordu demektir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ABDESTİ BOZAN DURUMLAR NELERDİR?

Abdesti Bozan Durumlar Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.