Atmosferdeki Gazlar Nelerdir?
Atmosferde bulunan gazlar nelerdir?
Atmosfer içinde bulunan gazlar, canlıların yaşayabilmesi için ihtiyaç duyulan gazlardır.
Atmosferin yüzde 78’i azot; yüzde 21’i oksijenden oluşuyor. Geriye kalan kısmıysa su buharı, argon, karbondioksit, neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, ozon ve ksenonundur.
Bilindiği üzere havaya nazaran ağır olan gazlar çöker, hafif olan gazlar uçar. Bu yüzden uçan balonlarımızı hafif olan hidrojen ve helyum gibi gazlarla doldururuz. Mutfak tüpleri, havadan ağır bütan ve propan gibi gazlarla doldurulduğu için, tüp kaçaklarında gaz yere çöker ve süpürülerek tahliye edilmesi önerilir. Dünyamızı çevreleyen atmosfer tabakası, yani havamız büyük oranda azot ve oksijen gaz moleküllerinden müteşekkil, oldukça homojen bir karışım gazıdır. Oksijen azottan biraz daha ağır bir moleküldür (Oksijen, O2: 32 g/mol, Azot, N2: 28 g/mol). Peki, neden milyarlarca yıl geçmiş olmasına rağmen hala oksijen azota göre çökelmemiş? Soruyu daha da ilgi çekici hale getirelim: Ya oksijen çökelmiş olsaydı ve atmosferin en alt tabakası oksijenden oluşsaydı?
Canlıların solunumu, dolayısıyla yaşamın devamı için elzem olan oksijen, yakıcı bir elementtir. Atmosferde oksijenin çok fazla olması da en ufak bir kıvılcımın sönmeyen yangınlara sebep olması anlamına gelir. Yani oksijen yeryüzüne çökmüş olsa idi, bütün canlılar kolaylıkla yanacak, yok olacaktı. Allah’a şükür ki atmosferimizdeki %21 oranındaki oksijen %78 oranındaki azot ile seyreltilmiştir. Azot, çok yüksek sıcaklıklara çıkılmadıkça yanmaz. Kuru havanın kalan yüzde birlik kısmı da çok büyük oranda Argon gazıdır. Argon gerek oksijenden gerek azottan daha ağır (Ar: 40 g/mol) ve tek atomlu bir soy gazdır, o da yanmaz. Yani atmosferimizde, yeterli miktarda yakıcı oksijen, yanıcı olmayan gazlarla seyrelmiş durumdadır; dünyamızdaki yaşamın devamı için uygun beşte birlik orandaki oksijenli gaz karışımı bu şekilde mevcuttur.
Şimdi gelelim ilk sorumuza: Oksijen niye çökelmiyor? Cevap şaşırtıcı! Aslında çökelirdi ama atmosferimizdeki sıcaklık, havanın homojen bir karışımda kalmasına neden oluyor. Sıcaklık, moleküllerin birbirlerine göre hızlarının bir ölçüsüdür. Sıcaklık yüksek olunca da gazlar güzel karışıyor. Havayı oluşturan moleküllerin ortalama hızı, ses hızından (1235 km/saat) bile yüksektir. Yani o küçücük, gözümüzün göremediği moleküller böyle yüksek hızlarla etrafımızda uçuşmakta, birbirleri ile çarpışmaktalar. Böylece hava iyice karışmış, homojen bir gaz niteliğinde oluyor. Bununla birlikte, geçen milyarlarca yıl boyunca hafif olan gazlar yükselerek uzaya kaçmış, ağır olanlar da okyanuslarda çökelerek çözünmüştür. Örneğin okyanuslardaki azot oranı havadakinden azken, okyanuslardaki oksijen, argon ve karbondioksit (CO2: 44 g/mol) oranları havadakinden fazladır.
Kaynak: Altınoluk Dergisi, Sayı: 401
YORUMLAR