Avustralya'da 2023 ve 2024'te Müslüman Karşıtı Vakalar 2,5 Kattan Fazla Arttı

Avustralya'da 1 Ocak 2023'ten 30 Kasım 2024'e kadar kaydedilen Müslüman karşıtı yüz yüze vaka sayısı 2,5, çevrim içi olay sayısı ise 3 kattan fazla arttı.

slamophobia Register Australia'nın yayımladığı "Avustralya'da İslamofobi" başlıklı raporda ülkede kaydedilen Müslüman karşıtı (İslamofobi) olaylar ele alındı.

Rapora göre, 2023 ve 2024'te yüz yüze 309 Müslüman karşıtı olay kaydedildi, 366 çevrim içi vaka bildirildi.

Avustralya'da sosyal medya platformu X'te yapılan 18 bin paylaşımın analizi, İslamofobi'nin çevrim içi ve dışı paralel şekilde arttığını gösterdi.

Kaydedilen vakaların arasında mağdurlar en çok sözlü tacize maruz kalırken bunun yanı sıra sırasıyla en fazla ayrımcılık, fiziksel saldırı, mülke zarar verme, tehdit mektubu ve bomba tehdidi bildirildi.

Olayların yüzde 25,2'si sokaklar, otoparklar ve araç kullanımı sırasında, yüzde 12,3'ü iş yerlerinde, yüzde 9,4'ü alışveriş merkezlerinde, yüzde 7,4'ü toplu taşımalarda ve yüzde 5,8'i okullarda kaydedildi.

Sokaklarda, toplu taşımada ve iş yerlerindeki mağdurların çoğunluğunun kadın, okullarda kaydedilen vakalardaki mağdurların çoğunluğunun ise erkek olduğu görüldü.

Müslüman kadınlar hedef alınıyor

Her gün ortalama bir Müslüman karşıtı vakanın kaydedildiği Avustralya'da bu eylemlerde mağdurların yüzde 75'nin kadınlar olması dikkati çekti.

Sözlü tacize maruz kalanların yüzde 79'unun, fiziksel tacize uğrayanların ise yüzde 60'ının kadın olduğu belirlendi.

Kadınlar, erkeklere kıyasla yüzde 33 daha fazla fiziksel saldırının hedefi oldu.

7 Ekim'den sonra Filistin sembolleri taşıyanlara yönelik saldırılar arttı

Ayrıca, işgalcilerin 7 Ekim 2023'te Gazze'ye saldırılarını başlatmasının ardından Filistin yanlısı protestolar yapan ve semboller taşıyan kişilere yönelik saldırılar arttı.

Filistin yanlısı sembolleri taşıyan mağdurların maruz kaldığı olaylar, 2023'te toplam olayların yüzde 8'ini oluştururken 2024'te ise yüzde 25'e yükseldi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.