Avusturya Camileri Kapatıyor

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Avusturya hükümetinin 7 camiyi kapatıp imamların sınır dışı edilmesi kararına tepki göstererek, bu kararın insan haklarına, insan ve din özgürlüklerine aykırı bir karar olduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu programı kapsamında açılışı gerçekleştirilecek Hz Ömer Camii’nin açılış töreninden önce gazetecilerin, "Avusturya hükümetinin 7 camiyi kapatıp imamları sınır dışı etme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, “Avusturya hükümetinin almış olduğu bu karar çok yanlış bir karardır. İnsan haklarına, insan ve din özgürlüklerine aykırı bir karardır” dedi.

İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANAMAZ

Bu karardan uygulama safhasına konulmadan geri adım atılması gerektiğini dile getiren Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

"Yeryüzünde yaşayan bütün insanların dinlerini, ibadetlerini, inançlarını yaşama özgürlükleri vardır. Müslümanlar da bu özgürlüklerini tabii ki İslam'ın mabedi olan camilerinde yaşayacaklardır, yerine getireceklerdir. Böyle bir yasaklama, medeni olduğunu iddia eden Avrupa'ya yakışmamıştır, böyle bir açıklama Avusturya'ya hiç yakışmamıştır."

Medeniyetimizde mabetlerin dokunulmazlığı olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, "Kendi ülkemizde Hristiyanların mabedi kiliseler, Yahudilerin mabedi sinagoglar, havralar son derece özgürdür, açıktır, herkes ibadetini yapmaktadır ama Avrupa'dan biz daha ilkeli, daha özgürlüklerden yana, daha insan haklarından yana, inanç özgürlüklerinden yana tavır beklerken ve bu özgürlükleri genişletmeye yönelik çalışmalar beklerken böyle bir kısıtlama, böyle bir cami kapatma anlayışı gerçekten bizi çok üzmüştür" değerlendirmesinde bulundu.

BİZ KİLİSE AÇIYORUZ ONLAR CAMİLERİ KAPATIYOR

Başkan Erbaş, en kısa zamanda bu kararın yanlış olduğunu ve geri çekildiğine dair açıklama yapılması gerektiğini belirterek, "Bu açıklamadan vazgeçildiğine dair bir bildirinin, bir açıklamanın da yapılmasının çok uygun olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş bundan iki ay önce İstanbul’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile bir kilise açıldığını hatırlatarak konuşmasını şöyle tamamladı:

“Biz inançların mabetlerine böyle bakıyoruz. Dolayısıyla Türkiye'de inanç özgürlükleri alabildiğine geniş tutulurken, geliştirilirken medeniyetin beşiği olduğunu iddia eden Avrupa'da bu tür yasaklamalar, bu tür kısıtlamalar, hele hele cami kapatıp, cami görevlilerini ülke dışına çıkarma gibi anlayışlar anlaşılır değildir. Ben tekrar bu kararı alanların vazgeçmesi gerektiğini yüksek sesle buradan ifade etmek istiyorum."

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.