Avusturya En Çok Müslüman Kız Öğrencilere Ayrımcılık Yapıyor

Avusturya'da geçen yıl okullarda Müslüman kız öğrencilerin yüzde 73’lük oranla en fazla ayrımcılığa maruz kalan kesimi oluşturduğu ortaya çıktı.

Avusturya'da eğitimdeki her tür ayrımcılığa yönelik çalışmalar yürüten Eğitimde Ayrımcılık Karşıtı Eşitlik Derneğinin (IDB) raporu, ülkede geçen yıl okullarda Müslüman kız öğrencilerin yüzde 73’lük oranla en fazla ayrımcılığa maruz kalan kesimi oluşturduğunu ortaya çıkardı.

IDB'nin yayımlanan "2016 Avusturya Eğitim Sisteminde Ayrımcılık Raporu", eğitimde dini, cinsiyeti, kültürel ve etnik kökenleri dolayısıyla ayırımcılığa maruz kalan öğrenci ve eğitmenlere ilişkin bilgileri tek kaynakta topluyor.

Geçen yıl kurulan dernek, ülkede henüz benzerine rastlanmayan bir çalışmaya imza atarak bugüne kadar fazla ele alınmayan bu alana dikkati çekmeyi amaçlıyor.

İSLAM DÜŞMANLIĞI YÜZDE 61 İLE İLK SIRADA

Raporda, Müslüman kız öğrencilerin yüzde 73’lük oranla en fazla ayrımcılığa maruz kalan grup olduğuna işaret edildi. Ayrımcılık nedeni olarak da yüzde 61 ile "İslam düşmanlığı" ilk sırayı alırken, etnik kökenden dolayı ayrımcılığa uğrayanların oranı ise yüzde 39,91.edildi.

"MÜSLÜMAN ÇOCUK ZORLA HRİSTİYANLAŞTIRILMAK İSTENİYOR"

Raporda, Avusturya eğitim sisteminin farklı evrelerinde çeşitli nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan mağdurların tecrübelerine de yer verildi.

Tirol eyaletindeki bir anaokulda ailesinin izni olmadan bir Müslüman çocuğun vaftiz edildiğine işaret edilen raporda, çocuklarının yemek sırasında "istavroz çıkartmak" istemesiyle durumu fark eden ailenin, çocuklarına zorla domuz eti yedirilmek istendiğini de öğrendiği aktarıldı.

Rapora göre durumu okulun pedagoguna taşıyan aile, “Burası Katolik bir eyalet, bu gayet normal.” yanıtını aldı.

"AYRIMCILIK YAPAN CEZALANDIRILMIYOR"

Raporu değerlendiren IDB Derneği Başkanı Dr. Sonia Zaafrani, çevresinde yaşananlardan ve kendi tecrübelerinden hareketle bu çalışmaya başladığını belirterek, şunları söyledi:

"Özellikle ayrımcılığa maruz kalan öğrenciler nereye başvuracaklarını bilmiyor. Eğer öğrenci yaşadığı ayrımcılığı okul yetkililerine bildirirse çocuğun kimliği ortaya çıkıyor, öğretmen kendisini şikayet eden öğrencinin kim olduğunu öğreniyor. Öğretmen sergilemiş olduğu davranıştan dolayı çoğunlukla herhangi bir cezai yaptırımla karşılaşmıyor ve sonuç olarak ayrımcılığa maruz kalan ve ayrımcılığı yapan aynı sınıfta eğitime devam ediyor. Çoğu öğrenci bu durumdan çekindiği için yaşadığı kötü deneyimi anlatmıyor. Bu nedenle mağduriyet yaşamış kişilerin kimliklerini saklayarak başvurabilecekleri bir dernek kurmak istedik."

EN ÇOK AYRIMCILIĞA MARUZ KALANLAR TÜRKLER

Avusturya eğitim sisteminde ayrımcılığın yasal olarak yasak olduğunu vurgulayan Zaafrani, "1960’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde eğitim alanında ayrımcılığın yasaklanması yönünde karar alınıyor. 2011 yılında Avusturya devleti alınan bu kararı kendi yasalarına taşıyor. Burada yasal bir güvence var ancak ayrımcılığa maruz kalanların birçoğu ne yazık ki bundan bihaber." ifadelerini kullandı.

Zaafrani, 2016 verilerine göre ülkede en çok ayrımcılığa uğrayan etnik grubun Müslüman Türkler olduğunu belirterek, "Eğer bir Türk, hem Müslüman hem de kandınsa ayrımcılığa neden olan din, etnik kimlik ve cinsiyet unsurlarını üzerinde taşıyor demektir. Bu da mağdur oranını artırıyor. Bize gelen şikayetlerde Türk isimleri çok fazlaydı." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.