Avusturya'da İslam Düşmanlığı Yapılıyor

Avusturya'da yaşayan Müslümanlara yönelik saldırıların artması, akademisyen, sivil toplum örgütü, yazar, milletvekilli ve gazeteciler tarafından tepkiyle karşılandı.

Innsbruck Üniversitesi'nden Prof. Dr. Peter Stöger ve Müslüman feminist Dudu Küçükgöl öncülüğünde "Toplumsal sükunete çağrı" ve "Müslümanlarla ilgili histeriye karşı açık mektup" başlıklı bildiri hazırlandı.

İnternet ortamında yayımlanan, Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler tarafından imzalanan bildiride, "Korku ve panik atmosferinde herkesi sükunet ve tarafsızlığa davet ediyoruz" ifadesi kullanıldı.

AVUSTURYA'DA MÜSLÜMANLARA SALDIRI

Terör örgütü IŞİD ile ilgili tartışmaların Avusturya'da kaygıya neden olduğu vurgulanan bildiride, medyanın "hukuk sınırlarını aşarak, İslam'ın aşırılık ve fanatizmle eşit olduğu tezini ileri sürerek, İslam düşmanlığı" yaptığı belirtildi.

Bildiride, IŞİD tedbirleri kapsamında dini sembollerin yasaklanması, öğretmenlerinin radikal eğilimli öğrencileri ihbar etmesi gibi önlemlerin "Müslümanları toplumda zan altında bırakacağı" vurgulandı. Din özgürlüğünün kısıtlanmasını ve din-devlet ilişkilerine açık müdahale içeren önlemlerin alınmasından endişe duyulduğu ifade edildi.

Son haftalarda Müslümanlara karşı saldırılarda büyük artış olduğu belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Kamuda dini görevlerini yerine getirenler, bu yüzden ihbar ediliyor. Müslümanlar işe alınmıyor, sokak ortasında dövülüyor. Medyatik ve siyasi tartışmalar, Müslümanların dışlanmasına neden oluyor."

İSLAM KARŞITLARI İMAM HATİPLERE  VE CAMİLERE SALDIRIYOR

IŞİD terörünü ve Müslümanlara yönelik saldırıların kınandığı bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Bir dini gruba karşı korku yaratmak bütün insanlara zarar verir. Bu atmosferde herkesi, Avusturya halkının huzurlu birlikteliği ve hukukun üstünlüğünü sağlamak için sükunete çağırıyoruz. Gazetecileri, siyasetçi ve öğretmenleri günlük görevlerinde tarafsızlığa ve sükunete destek olmaya çağırıyoruz."

Kısa sürede binin üzerinde destekçi bulan bildiriye ilk imza atanlar arasında çok sayıda akademisyen, milletvekili ve sivil toplum örgütü temsilcileri bulunuyor.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da en son dün şehrin tek minareli camisi olan İslam Merkezi Camisi'ne giden sokaktaki tabelaların üzerine İslam karşıtı yazılar yazıldı. IŞİD’e yönelik tedbir tartışmalarının yapıldığı son bir ayda üç başörtülü kadına, üç cami ve bir imam hatip lisesi inşaatına saldırı düzenlendi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.