Ayetlerden Esinlenilerek Yapılan Cami

Kırşehir’de, Bakara Suresi’ndeki bir ayetten esinlenilerek iç dizaynı yapılan Mehmet Mermer Hamidiye Camiî, çimleri andıran halı döşemesi, tavanındaki gökyüzü ve duvarlarındaki ağaç resimleriyle dikkati çekiyor.

Kırşehir’in Yenice Mahallesi’nde 1910’lu yıllarda kerpiçten küçük bir mescit şeklinde yapılan ve zamanla ihtiyacı karşılamayınca yıkılıp yeniden inşa edilen Hamidiye Camisi, içine yapılan resimlerle sıradışı bir görüntü sergiliyor.

Azerbaycanlı bir mimar tarafından iç resimleri yapılan ve bu yıl açılan camiye ibadet etmek için kentin farklı yerlerinden kişiler geliyor.

AYETLERDEN ESİNLENİLEREK YAPILAN CAMİ

Camide, Bakara Suresi’nin 22. ayetindeki ifadelere uygun olarak giriş bölümüne asma ağaçları, pencere aralarına kavak ağaçları, mihraba şelale, tavanına gökyüzü ve bulutlar resmedilen ve zeminine çimeni andıran yeşil renkli halı serilen camiye gelenler hayran kalıyor. Caminin dış duvarlarında büyük harflerle Arapça “Allah” ifadesi yer alıyor.

TÜRKİYE’NİN EN SIRA DIŞI CAMİSİ

Mehmet Mermer Hamidiye Camisi imamı Sefa Ekinci şöyle konuştu:

“Buraya görevlendirildiğimde caminin yapılışı ile ilgili bilgi edindim. Bakara Suresi’ndeki bir ayeti rehber aldıklarını söylediler. ‘Yeri döşek yaptık, gökyüzünden size sular indirdik.’ cümleleri geçen ayeti camiye resmetmeye çalıştıklarını ifade ettiler. Yine mihrapta şelale resmi var. Nitekim, ayette geçen ve cenneti tasvir eden cümlelere uygun bir iç dizayn yapılmış. Bütün bunları ayetin camiye resmedilmesi şeklinde değerlendirebiliriz. Caminin içine baktığımızda bölgesel bir özellik de var. Girişte asma resimleri var. İç Anadolu Bölgesi’nin asma bağlarını temsil ediyor. Kavak ağacı resimleri var. Bu da İç Anadolu’ya has bir ağaç. Her camın arasında bir kavak ağacı var, yerler çimen şeklinde. Buraya gelenler ‘Sanki cennet bahçesinde namaz kıldık’ şeklinde cümleler kurarak camiden ayrılıyorlar.”

 

İslam ve İhsan

KARADENİZ’İN MUHTEŞEM CAMİLERİ

Karadeniz’in Muhteşem Camileri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.