Azâp Ne Demektir?

Azâp ne demektir? Kısaca anlamı nedir?

Sözlükte "mastar olarak susuzluğun şiddetinden yemeyi terk etmek, vurmak, "an" edatı ile kullanıldığında men etmek; isim olarak; ceza, zarar, ezâ, işkence, insana elem veren ve zor gelen şey" anlamına gelir. Bu kavram Kur'ân'da çoğunlukla inkâr ve isyân edenlerin dünya veya âhirette Allah tarafından cezalandırılmalarını ifade etmek için kullanılmıştır. Allah, hiç kimseye suçu olmadan azab etmez. Allah, îmân edip sâlih amel işleyenlere mükâfat vaad ettiği gibi inkâr edip isyân edenlere de azab vaadinde bulunmuştur.

İnsanların birbirlerine yaptıkları kötü muâmele de "azap" kelimesi ile ifâde edilmiştir. Meselâ Firavun'un İsrâil oğullarının erkek, çocuklarını öldürmesine "azap" denilmiştir (A'râf, 7/141).

Zina yapanların (Nisâ, 4/25; Nûr, 24/2, 8) ve cumartesi günü balık avlama yasağını ihlal eden Yahûdilerin cezalandırılması (A'râf, 7/165), fakirin hakkını vermeyenlerin bağ-bahçe ve ürünlerine âfet uğraması (Kalem, 68/33), Nuh kavminin suda boğulması (Nuh, 71/1), dolu düşmesi, şiddetli yağmur yağması, yıldırım çarpması, zelzele, sel felâketi ve âfet olması (En'âm, 6/65), açlık (Mü'minûn, 23/18), insan öldürme (Lokmân, 31/21), dövme, işkence vb. kötülükler (Yâsin, 36/18), kabir hayatında (En'âm, 6/93), dünya ve âhirette Allah tarafından günahkârlara verilen cezâlar (Ra'd, 13/34) azâb kavramı ile ifâde edilmiştir.

Kâfirler için "büyük, alçaltıcı, acıklı (Bakara, 2/7, 90, 104), şiddetli (İbrâhim, 14/2), sürekli (Mâide, 5/37) ve kötü (A'râf, 7/165) bir azâb olduğu bildirilmiştir.

Azâb'ın zıddı rahmet'tir. Yüce Allah, "...Azabıma dilediğimi uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır..." (A'râf, 7/156), "...Ben çok bağışlayan, çok merhamet edenim, fakat benim azabım da çok acı bir azaptır." (Hicr, 15/49-50) buyurmuştur. Azap kelimesi Kur'ân'da 321 defa geçmiştir. Özellikle inkâr edenler cehennem azabı ile tehdit edilmişlerdir (Duhân, 44/56; Mülk, 67/6; Haşr, 59/3; Nisâ, 4/56).

Kur'ân'ın cehennem tasvirlerinden anlaşıldığına göre, ahiret azâbı fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki kısımdır. Birincisi bedeni etkileyen yakıcı ateşler, dondurucu ya da kaynar sular, demir topuzlar, ateş yalaklar, örtüler, zakkum, dikenli ağaçlar, katranlar ve kelepçelerdir (Saffat, 37/ 62-63; Nisâ, 4/55; İbrahim,14/16,17, 49; İnsan, 76/4; Kehf, 18/29; Mü'min, 40/71-72). Bu âyetlerden biri şöyledir: "Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır." (Yâsin, 36/8) Ruhlara şiddetli ızdırap ve tasa kaynağı olan ikinci tür azab ise suçluların Allah'ı görmemeleri, Allah'ın onları azarlaması, onlarla konuşmaması ve yüzlerine bakmamasıdır (Kıyamet, 75/24-25; Mutaffifin, 83/15; Al-i İmran, 3/75).

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.