Baba Gibi Hoca
Hocayı hoca yapan ilmi kadar ilgisidir de. Bunlardan birinin eksik olması hocada eksiklik oluşturur. Ancak söz konusu olan yetişme olacaksa, ilgi bilgiden daha çok yetiştiricidir.
Enver Baytan hoca, Gönenli Hoca’ya talebe oluşunun hikâyesini şöyle anlatır:
“Peder merhum bizi Gönen’den İstanbul’a getirip de Dülgerzâde Câmii’nde Gönenli hocaefendiye teslim ettiği zaman, yıl 1942. Memleketin din ve dünya kıtlığında yandığı devirler. Babam hocaefendiye beni teslim ederken:
“Çocuğu bırakıyoruz, ama masrafları ne olacak Hocam? Kaç lira bırakmamız gerekiyor?” diye sordu.
Gönenli hocaefendi, babama:
“Senin memlete dönecek paran var mı?” diye sordu. Babam da:
“Var!” deyince, Gönenli hocaefendi:
“İyi öyleyse, sana güle güle! Çocuğu merak etme sen! O artık bizim de evladımız.. Ona gerekeni biz yaparız, orasını merak etme sen. Haydi, Allah işini rast getire!” dedi ve ondan sonra bizi hem okuttu, hem de masrafımızı çekti.[1]
[1] Mustafa Özdamar, Gönenli Mehmed Efendi, s. 16-17.
Kaynak: Dr. Adem Ergül, Medeniyet Öncülerimizden 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları