Bağından İzinsiz Yenen Üzüm İçin Bırakılan Not Çiftçiyi Duygulandırdı

Eskişehir’de yaşayan çiftçi Mesut Parlak’ın bağından üzüm yiyenler, bahçenin kenarına “Geldik bağından iki salkım üzüm yedik. Hakkınızı helal edin” yazılı not bıraktı.

Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde çiftçilik yapan Mesut Parlak, bağından üzüm yiyenlerin, “Geldik bağından iki salkım üzüm yedik. Hakkınızı helal edin” yazılı not ile 11 lira bırakması karşısında duygulandı.

İlçeye bağlı Mayıslar Mahallesi’nde yaşayan evli ve iki çocuk babası Mesut Parlak, Gağca mevkisindeki üzüm bağına geldiğinde bir notla karşılaştı.

“GELDİK BAĞINDAN İKİ SALKIM ÜZÜM YEDİK. HAKKINIZI HELAL EDİN”

Tarlasının kenarındaki bir bağın yanında, üzerinde 11 lira madeni para bulunan “Geldik bağından iki salkım üzüm yedik. Hakkınızı helal edin.” yazılı notu gören Parlak, sosyal medya hesabından “Helal olsun” paylaşımında bulundu.

Parlak, geçimini tarımla sağlandığını, çocukluğundan itibaren üzüm, zeytin ve yonca yetiştirdiklerini bildirdi.

Mahalledeki Gağca mevkisinde kendilerine ait üzüm bağlarının bulunduğunu ifade eden Parlak, “Bu arazide 600 kök üzüm bağımız var. Hasadına eylül ayının başlarında başlıyoruz. Hava şartlarına göre hasadımız kasım ayına kadar devam ediyor. Hasadımız devam ediyor ancak sonlara yaklaştık.” dedi.

Sabah bahçeye geldiklerinde bağın hemen dibinde bir kağıt gördüğünü anlatan Parlak, “Kağıtta ‘Geldik bağından iki salkım üzüm yedik. Hakkınızı helal edin.’ yazıyordu. Kağıdın üzerine de para bırakmışlar. 11 lira madeni para bulunuyordu. Eskiden bu gibi olaylar daha yaygındı. Artık insanlar böyle şeylere dikkat etmiyor. Bu kağıdı görünce hala eskisi gibi düşünceli insanların olduğu aklıma geldi. Çok duygulandım. Çok güzel bir şey yapmış. Benim hakkım helal olsun.” diye konuştu.

Kağıdın fotoğrafını çekip, sosyal medyada paylaştığını dile getiren Parlak, “Kağıdı bırakan kişi çok güzel bir şey yapmış. Bağıma gelirse kendisiyle tanışmak isterim. Ne zaman isterse de bağdan üzüm yiyebilir.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

İMAM-I AZAM’IN HELALLİK İSTEDİĞİ GENÇ

İmam-ı Azam’ın Helallik İstediği Genç

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Yavuz Sultan Selim han cennet mekân ordusunda asker olsaydı bu üźüm ücretini ödeyen kişi , derhal cezalandırılır ve ordudan gönderilirdi..İşte Osman işte bizler...

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.