Bağışıklığınızı Baharın Etkilerinden Koruyun

Baharın gelişiyle birlikte kendini daha halsiz ve yorgun hissediyor, uykusuzluk, dikkat eksikliği gibi sorunlar yaşıyorsanız bu haberimizi mutlaka okuyun!..

Bahar aylarında değişen vücut ritminiz, bağışıklık sisteminizde dalgalanma ve zayıflamalara neden oluyor; alerjik hastalıklara yatkınlığınız ve viral enfeksiyonlara yakalanma riskiniz artıyor. Ancak yaşam tarzınızda yapacağınız ufak değişikliklerle bağışıklık sisteminizi baharın etkilerinden korumanız mümkün. Şekeri hayatınızdan çıkarın, vitamin alın, bol su için, iyi uyuyun..

BAHARDA EN ÇOK GÖRÜLEN HASTALIKLAR

Bahar mevsimine girmemiz ile birlikte birçoğumuz kendimizi daha halsiz, yorgun ve hasta hissetmeye başladık ve bu da cevabını her zaman merak ettiğimiz o soruyu yeniden sormamıza neden oldu: Bağışıklık sistemimiz neden bu kadar zayıf ve onu nasıl güçlendirip koruyacağız? İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ülkü Duraksoy, bu sorunun cevabının çok basit olduğunu söylüyor ve açıklıyor: ‘Günümüzde insanlar çok kötü besleniyor ve çok az hareket ediyor. Aşırı stres, düzensiz ve az uyku, kirli hava gibi modern dünyanın bize dayattığı tüm faktörler bağışıklık sistemimizi sürekli olarak zayıflatıyor. Tüm bu şartlarla sürekli mücadele eden bağışıklık sistemimiz, baharın gelişiyle birlikte bir de ısınan havalara, etrafa yayılan polenlere, yeni bir mevsime uyum sağlamaya çalışan vücut sistemimizin yorulmasıyla iyice zayıf düşüyor.’

Vitamin eksikliği olanların, tiroit hastalarının, alerji ve astım hastalarının baharın olumsuz etkileri açısından daha fazla risk altında olduğunu belirten Duraksoy, baharda en çok halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, dikkat eksikliği, alerji ve bahar yorgunluğu şikâyetlerinin arttığını söylüyor. Ancak yeterli ve sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve egzersiz programı ile bu şikâyetlerin üstesinden gelinebileceğini de belirtiyor ve tüm bunlara dikkat edildiği halde şikâyetleri devam edenlerin mutlaka bir hekime başvurarak genel bir kontrolden geçmesi gerektiğinin altını çiziyor.

KALİTELİ UYKU VE YETERLİ SIVI ALIMI ŞART

Vücudumuzun ihtiyacı olan düzenli ve kaliteli uykuyu sağlamanın bağışıklık sistemimiz için çok önemli olduğunu belirten Duraksoy, 7-8 saat derin uykunun şart olduğunu belirtiyor. Sıvı alımı ve sağlıklı beslenmenin önemine de dikkat çeken Duraksoy, ‘Yeterli sıvı almak, sağlıklı bir beslenme programı oluşturmak, vücudumuzdaki eksik vitaminleri takviye ile tamamlamak da çok önemli. Günde 8 bardak kaynamış su içmek, vücudunuzun mineral dengesini sağlar ve bağışıklık sisteminizi korur. Ancak içtiğiniz suyun kalsiyum magnezyum oranı çok dengeli olmalıdır. Suyun verdiği denge ile alerji, omurga fıtığı, böbrek taşı gibi rahatsızlıklarımız azalır, kemik yapımız güçlenir’ şeklinde konuştu.

ŞEKER TÜKETMEYİN, VİTAMİN ALIN

Bağışıklık sistemimizi korumak ve güçlendirmek için bir diğer önemli noktanın da şeker tüketimini kaldırmak olduğunu belirten Duraksoy, bunun önemini şöyle açıklıyor: ‘Şeker bağışıklık sisteminin baş düşmanıdır. Örnekle açıklarsak; kanser hastalarında kanser hücrelerini tespit etmek için PET-CT çekiyor ve tüm vücudu tarıyoruz. Peki, bunun için ne kullanıyoruz? Nükleer işaretli şeker! Evet, kanser hücresi şekeri görür görmez hemen kapıyor ve nükleer işaret taşıyan şeker nedeni ile görünür hale geliyor. Sadece bu bile kanser hücresinin şekerle beslendiğinin ana göstergesidir. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak, bahardan ve tüm diğer etkilerden korumak istiyorsak şeker ve beyaz unlu (şekere dönüşebilecek) rafine gıdaları hemen kesmemiz gerekiyor.’

Vitamin eksikliğini kapatmanın ve gerekliyse takviye almanın da bağışıklık için çok önemli olduğunu belirten Duraksoy, özellikle çok güçlü bir antioksidan olan ve kanser hücrelerini bile parçalayabilen, yani bağışıklık sistemimize çok ciddi bir destek sağlayan C vitamini öneriyor ve ve ekliyor: ‘Tahıllardan da faydalanın, çinko, selenyum, magnezyum açısından zengin besinler tüketin. Enginar, bakla, kereviz gibi sebzeler bu gruba girer. Çok güçlü Omega 3, vitamin E ve resveratol içeren ve baharda bağışıklık sistemimizin hızlı yardımcıları niteliğindeki üzüm çekirdeği yağı ve çörekotu yağını tüketmek de bağışıklığımızı güçlendirir. Vitamin C, Omega 3, vitamin B kompleksleri de bu dönemde bağışıklığınızı desteklerler. Alerjik astım ve diğer alerjik hastalıklardan korunmak için de yeterli miktarda magnezyum ve probiotik tüketilmelidir. Kabız kalınmamalıdır. Mide barsak sistemimizin iyi çalışması sağlanmalıdır. Çinko, magnezyum Q10, süperoksit dismutaz, selenyum, iyot, böğürtlen, kızılcık ekstratleri gibi birtakım çok önemli antioksidan vitaminleri de bağışıklığınıza destek için kullanın.’

GÜNEŞE ÇIKMAKTAN KORKMAYIN

Güneşin sağlayacağı D vitamininin de bağışıklık sistemi için şart olduğunu belirten Duraksoy’un bu konudaki tavsiyesi ise şöyle: ‘Güneşlenin, güneşlenmek deyip geçmeyin. 8 koruma faktörlü güneş kremi bile vitamin D sentezlenmesine engeldir. Bu nedenle koruyucu bir krem kullanmadan 15- 20 dakika direk güneşe çıplak tenimizi maruz bırakmak zorundasınız. D vitamini vücudumuz için hayati önem taşır. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, şeker hastalığı, alzheimer, tüm iltihaplı romatizmalar gibi oto-immün hastalıklar, kanser (hatta malign melanom gibi en kötü cilt kanserleri), ağır enfeksiyon hastalıkları, verem gibi kronik enfeksiyonlar D vitamini eksikliğinde tetiklenmektedir.’

Duraksoy son olarak egzersizin önemine değiniyor. Hareket etmenin güçlü bir bağışıklık için şart olduğunu söylüyor ve ekliyor:En çok zevk aldığınız egzersizi keşfedip devamlı olarak uygulayın. Çünkü devamlılığı sağlamak zorundayız.  Egzersizi de beslenme programınızla destekleyin. Tüm bunları ailecek uygulayın, uygulanmasının daha kolay olduğunu göreceksiniz. Birlikten kuvvet doğar.’

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.