Bakara Suresi 15. Ayetinin Meali, Arapçası, Anlamı ve Tefsiri
Bakara Suresi 15. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 15. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Bakara Suresi 15. Ayetinin Arapçası:
اَللّٰهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Bakara Suresi 15. Ayetinin Meali (Anlamı):
Asıl Allah, onlarla alay etmekte ve azgınlıkları içinde basîretsiz bir halde dolaşıp durmalarına mühlet vermektedir.
Bakara Suresi 15. Ayetinin Tefsiri:
“Allah’ın alay etmesi”nden maksat, münafıkların
mü’minlerle alay edip şeref ve haysiyetleriyle oynamalarının cezasını
vermesidir. Dolayısıyla burada benzer lafızla farklı mâna kastedilmiştir.
Allah Teâlâ’nın, nifak ehlinin alaylarına mukabelesi
şu yollarla olabilir:
Müminlerle alay etmelerinin zararını kendilerine
döndürür. Neticede hor ve hakir olarak alay edilecek perişan bir duruma
düşerler. Müminlere ise ciddi bir zarar veremezler.
Dünyada onlara müslüman muamelesi yapılmasını emreder,
onların azgınlıklarına mühlet verir, mal ve nimetlerini artırır. Pek çok lutuf
ve ihsanda bulunur. Böylece onlar, Allah’ın kendilerinden razı olduğunu
sanırlar. Halbuki Allah, onları derece derece azaba yaklaştırmaktadır. Âhirette
de kesinlikle onlara azap edecektir. Bu mânada Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Aziz ve celil olan Allah’ın bir kula,
isyana devam ettiği halde sevdiği şeyleri verdiğini görürseniz, bilin ki bu
Allah tarafından bir istidrâc yani derece derece azaba yaklaştırmaktır”.
Sonra şu âyet-i kerîmeyi okudu:
“Kendilerine verilen öğüt ve
yapılan uyarıları unutunca, bu defa üzerlerine bütün nimetlerin kapılarını
açtık. Nihayet kendilerine verilen nimetler yüzünden iyice şımardıkları sırada,
onları ansızın yakalayıverdik de birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler.” (En‘âm 6/44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 145)
Âhirette ise münafıklar cehennemin en alt tabakasında
azap görmekte iken cennet nimetleri içinde yaşayan mü’minler de onlara
gülerler. Bu gerçeğe işaret edilmek üzere âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“İşte bu gün de, iman edenler o kâfilere gülerler. Koltuklar
üzerine oturmuş, onların cehennemdeki hallerini seyrederken! Nasıl, buldu mu o
kâfirler yaptıklarının tam karşılığını?” (Mutaffifîn
83/34-36)
Âyette اَلطُّغْيَانُ
(tuğyân) kelimesi, küfre iyice dalmak, azgınlık yapmak ve isyanda haddi aşmak mânalarına
gelir. Bu vasfın münafıklara izâfe edilmesi; tuğyanın onlarda galip bir sıfat
olduğunu gösterir. اَلْعَمَهُ (‘ameh) kelimesi ise,
hangi yöne gideceğini bilememek, şaşkınlık ve tereddüt içinde olmaktır. Basîret
ve fikir körlüğü demektir. Allah Teâlâ, onlara mühlet verir de, alay etmelerine
bir ceza olarak dünyada şaşkınlık, tereddüt ve basîret körlüğü içinde bocalayıp
dururlar. Yahut, Allah onların azgınlıklarını artırır da işe yarar bir duygu ve
düşünceleri olmaksızın basîretsiz bir halde dolaşır dururlar. Küfür içerisinde
şaşkın şaşkın gidip gelirler.
Münafıklar, hür iradeleriyle doğru yolu bırakıp
sapıklığı almışlar, iman yolunu terk edip küfür yolunu tercih etmişlerdir.
İnsan, ancak sevdiği şeyi satın alır. Dolayısıyla onlar, küfrü imandan daha çok
sevmişlerdir:
Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Bakara Suresi 15. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...