Bakara Suresi 206. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bakara Suresi 206. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 206. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Bakara Suresi 206. Ayetinin Arapçası:
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُ اتَّقِ اللّٰهَ اَخَذَتْهُ الْعِزَّةُ بِالْاِثْمِ فَحَسْبُهُ جَهَنَّمُۜ وَلَبِئْسَ الْمِهَادُ
Bakara Suresi 206. Ayetinin Meali (Anlamı):
Ona, “Allah’tan kork!” dendiğinde, kibir ve gururu kabarır, onu daha fazla günaha sürükler. Böylesine lâyık olan cehennemdir. Orası gerçekten ne fenâ bir yataktır!
Bakara Suresi 206. Ayetinin Tefsiri:
Âyetlerin iniş sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır: Münafıklardan
Ahnes b. Şureyk, Peygamber Efendimiz’e gelerek müslüman olduğunu söylemiş, bu
durum Allah Resûlü (s.a.s.)’in pek hoşuna gitmişti. Ahnes, “Ben, müslüman
olmayı dileyerek geldim ve Allah’a yemin ederim ki bu sözümde samimiyim”
demişti. Sonra Efendimizin yanından çıkmış, yolda giderken müslümanlara ait
birtakım ekinleri yakmış ve merkepleri öldürüp telef etmişti. İşte bunun
üzerine bu âyetler indirildi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II,
428) İniş sebebi bu olmakla beraber, âyetler, bu vasıfları taşıyan bütün münafıkları
ve bozuk şahsiyetli kişileri şümûlüne almakta; münafıklık, riyâkârlık,
düşmanlık, bozgunculuk ve tahripkârlık özelliği olan herkesi uyarmaktadır.
Burada çok tehlikeli bir insan tipi tasvir edilir. Münafıkların
ikiyüzlü karakter özellikleri canlandırılır, bunlar belirgin ve canlı birer
tablo haline getirilir: Karakter yapısı sergilenen bu kişi hoşa giden ve
büyüleyici bir üslupla konuşmakta; kendisini iyiliğin, samimiyetin, dostluğun
ve fedakârlığın bir sembolü olarak tanıtmaktadır. Konuşurken ağzından âdeta bal
akmaktadır. Sözlerinin tesirini ve inandırıcılığını daha da arttırmak için
kalbindeki duyguların doğruluk ve içtenliğine Allah’ı şâhit göstermektedir.
Halbuki o, gönlünde en küçük bir sevgi ve müsamaha olmayan amansız bir
düşmandır. Kalbinde kin, nefret ve düşmanlık kaynamaktadır. Âyette geçen اَلَدُّ الْخِصَامِ (eleddü’l-hısâm) (Bakara 2/204) ifadesine
“düşmanlığı şiddetli; çok münakaşacı ve cidâlci; Allah’a isyanda şiddetli
kasvet sahibi ve bâtıl yolda mücâdele eden; sözü kuvvetli ameli zayıf, hikmetle
konuşan fakat hatalı iş yapan; zorba ve zâlim” gibi mânalar verilmiştir. (Taberî,
Câmi‘u’l-beyân, II, 429-430)
Bu
sebepledir ki yalancılığı ve kandırmacılığı meslek haline getirmiş olan bu tip,
dönüp gidince veya hâkimiyeti ele geçirip sorumlu bir mevkiye gelince,
maharetle gözlerden sakladığı gerçek yüzünü meydana çıkarır; kötülük, azgınlık,
kin ve bozgunculuk saçan özünü gözler önüne serer. O, bütün katılığı,
gaddarlığı ve bozgunculuğuyla bitki, hayvan ve insan bütün canlıların neslini
yok etmeye, köklerini kurutmaya çalışır. Böyle bir tipe, Allah’tan korkması,
O’nun gazabından sakınması söylenince, günahları sebebiyle boyun bükecek yerde
tam aksine, nefsaniyetine dokunan bu söz karşısında kibir ve gurur damarları
kabarır. Yanlış yolda olduğunu kabul edip doğruya yönelmeyi gururuna yediremez.
Bu durum onu, daha fazla günah işlemeye sevkeder. Hatta işlediği günahlarla
üstünlük taslamaya başlar. Daha da kötüsü, hiçbir utanma hissi duymadan
doğrudan Allah’a başkaldırma serkeşliğinde bulunur. İşte bu yapıda ve
karakterde olan kişilere layık olan ceza, cehennemdir. Onların yaptıklarına
ancak o yaraşır. O, çok fenâ bir yatak, çok kötü bir yerdir.
Abdullah
b. Mes‘ûd (r.a.) der ki: “Allah katında büyük günahlardan biri de kişinin,
kendisine «Allah’tan kork» denilince, bunu gururuna yediremeyip “Sen kendine
karış! Bana bunu emredecek sen mi kaldın” demesidir. (Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VII, 271)
Önceki
âyetlerde anlatılan “dinini dünyası için satan” insan tipiyle mukâyese
imkânı vermek için gelen âyette Allah rızâsını kazanmada örnek alınacak “dünyasını
dini uğruna satan” güzel bir insan karakteri tasvir edilmektedir:
Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Bakara Suresi 206. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...