Bakara Suresi 54. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bakara Suresi 54. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 54. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Bakara Suresi 54. Ayetinin Arapçası:
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ يَا قَوْمِ اِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ اَنْفُسَكُمْ بِاتِّخَاذِكُمُ الْعِجْلَ فَتُوبُٓوا اِلٰى بَارِئِكُمْ فَاقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ عِنْدَ بَارِئِكُمْۜ فَتَابَ عَلَيْكُمْۜ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ
Bakara Suresi 54. Ayetinin Meali (Anlamı):
O vakit Mûsâ kavmine: “Ey kavmim! Buzağıya tapmakla kendinize zulmettiniz. Hemen yaratanınıza yönelip tevbe edin ve nefislerinizi öldürün. Böyle yapmanız, Yaratanınız yanında sizin için daha hayırlıdır” demişti. Bunun üzerine siz tevbe etmiş, Allah da tevbenizi kabul buyurmuştu. Çünkü O, tevbeleri çok kabul eden ve çok merhametli olandır.
Bakara Suresi 54. Ayetinin Tefsiri:
A‘râf
sûresi 83-98. âyetlerin tefsirinde daha
genişçe açıklanacağı üzere, Hz. Mûsâ, kardeşi Hârûn’u yerine vekil bırakıp
Tûr’a Rabbiyle mülâkata gidince, Sâmirî adında biri, kavmin zînet eşyalarını
ateşte eriterek altın bir buzağı yapmış, bunun hem Mûsâ’nın hem de kavminin
ilâhı olduğunu söylemiş ve orada bulunanları buna ikna etmişti. Hz. Hârûn, onları
bu işten vazgeçirmeye çalışmış ise de muvaffak olamamıştı. Hz. Mûsâ Tur’dan
döndüğünde ise artık iş işten geçmiş, insanlar buzağıya tapmaya başlamışlardı.
Buradaki âyet-i kerîme, işte bu hâdiseye işaret etmektedir.
Gerçekten
de İsrâiloğulları, Sâmirî’nin sözünü dinleyip buzağıyı ilâh edinmekle açıktan
açığa şirk gibi büyük bir günah işlemişler ve bu sebeple nefislerine
zulmetmişlerdi. Toplum içerisinde müthiş bir bozulmaya ve karışıklığa sebep
olmuşlardı. Bu günahtan tevbe etmeleri
ve temizlenmeleri gerekiyordu. Bunun gerçekleşebilmesi için de “kendilerini
öldürmeleri” isteniyordu. Âyetteki “nefislerinizi öldürün” (Bakara 2/54)
ifadesine üç farklı mâna verilmiştir:
Birincisi;
hakikat anlamı ki, herkesin kendi kendini öldürmesi, yani intihar etmesidir.
Fakat böyle olduğu takdirde, emre karşı gelecek olan âsiler hâricinde ortada
hiç kimse kalmazdı. Dolayısıyla bu mânanın kastedilmesi mümkün değildir.
İkincisi;
kavmin fertlerinin birbirlerini öldürmeleridir. Müfessirlerin pek çoğu bu mâna
üzerinde durmuşlardır. Buna göre Hz. Mûsâ hem buzağıya tapanlara, hem de
tapanlara ses çıkarmayıp bekleyenlere, bu günahlarından dolayı hemen tevbe
etmelerini ve tevbe edenlerin, etmeyenleri derhal öldürmelerini emretmiştir.
Böylelikle kavim arasında vuku bulan bu iç savaş Allah’ın izniyle zaferle
sonuçlanmış, İsrâiloğulları da hallerini ıslah edip uslanmışlardır. İşte burada
bu hâdiseye bir hatırlatmada bulunulmuştur. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân,
I, 408-409)
Üçüncüsü;
işârî mânadır. Buna göre “Nefislerinizi öldürün”, işlediğiniz günahınıza son
derece pişmanlık duyarak üzüntü, gam ve kederinizden canınızı çıkarın; yahut
sıkı bir perhiz ve riyazât ile nefislerinizi şehvevî arzu ve isteklerden men
edin, mânasına gelir. İmam Kuşeyrî nefsi öldürmekle yapılan tevbenin Muhammed ümmeti
için de gerekli olduğunu, ancak İsrâîloğulları kendi canlarına kıyarken, bizim
içimizdeki nefsi mânen öldürmemizle tevbenin gerçekleşeceğini söylemektedir. Bu
hususta ilk adım Allah için insanın nefsinden sıyrılıp Rabbine yönelmesidir.
İsrâîloğulları’nın tevbesi bizimkinden daha zor zannedilebilir. Ancak gerçek
durum böyle değildir. Zira onlar nefislerini bir kez öldürüp kurtuldular. Bu
ümmetin seçkinleri ise nefislerini her an öldürürler. (Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, I, 47)
Âyet-i
kerîmede Allah Teâlâ’nın güzel isimlerinden özellikle “Bâri” ismi
kullanılmıştır. “Bâri”, eksiklik, noksanlık ve ayıplardan sâlim olarak yaratan,
yarattıklarına değişik sûretler vererek onları birbirinden ayıran zat demektir.
İsrâiloğulları’nın, kendilerini ayıpsız ve noksansız yaratan, alîm ve hakîm
olan Allah’ı bırakıp, ahmaklığın timsali olan ineğe tapınmaya koşmalarından
dolayı, bir taraftan içine düştükleri cehâlet ve aptallığı, diğer taraftan da
yaptıkları işin fecaatini gözler önüne sermek için Allah yerine “Bâri” ismi
kullanılmıştır. (Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 69)
İsrâiloğulları’nın
Hz. Mûsâ’ya karşı sergiledikleri büyük küstahlıklarından biri, Allah’ı açıkça
görme istekleridir:
Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Bakara Suresi 54. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...