Bakara Suresinin 254. Ayeti Ne Anlatıyor?
Bakara suresinin 254. ayetinde ne anlatılıyor? İnfak etmeyi öğütleyen ayet-i kerime, Bakara suresinin 254. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَةٌۜ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir. (Bakara, 2/254)
AHİRETTE GEÇERLİ AKÇE: İNFAK
Bilgi
İnsanlar dünyada bir şeye ihtiyaç duyduklarında ya bunu satın alırlar ya dostlarından karşılıksız temin ederler ya da bir yabancıdan –araya bir dostu veya tanıdığı koyarak– elde ederler. Ayete göre, ahiret hayatında bu üç imkândan hiçbiri mevcut değildir. Sadece amel defterlerini ibadet ve infaklarla dolduranlar orada güzel bir karşılık göreceklerdir. Amel defterleri boş olursa dostluk ve aracılarla orada işleri yürütmek, ihtiyaçları gidermek mümkün değildir.
Mesaj
- Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu bakımdan dünyadaki temel gayret ve çabamız, ahirette geçerli olan şeylere yönelik olmalıdır.
- Ahirette geçerli akçe bu dünyada elde edilen iman, sâlih amel ve infaktır.
Kelime Dağarcığı
İnfak: Allah’ın hoşnutluğunu kazanma niyetiyle harcamada bulunmak.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Ey iman edenler! İçinde hiçbir alışverişin, dostluğun ve şefaatin geçerli olmayacağı bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zâlimlerin ta kendileridir.
Dünya imtihan, âhiret sonuçların açıklandığı yerdir. Dünya çalışma, âhiret çalışmaların karşılığının alındığı yerdir. Dünya ekim, âhiret ise biçim yani ürünleri toplama yeridir. Bu sebeple âyet-i kerîme, dünya hayatının en güzel şekilde değerlendirilmesini, bunun için de Allah’ın verdiği rızıkların yine O’nun yolunda cömertçe harcanmasını istemektedir. İster farz, ister nâfile olsun her türlü iyilik yollarında harcamaya teşvik etmektedir. Çünkü bu, büyük bir fırsattır, bu fırsatın kaçırılmaması bizim lehimizedir. Öldükten sonra artık böyle bir fırsatın tekrar ele geçmesi imkânsızdır. Cenâb-ı Hakk’ın, son nefesteki halini haber verdiği şu kimselerin durumu ne kadar hazîndir:
“Sizden birine ölüm gelip de: «Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka verip iyi kullardan olsaydım!» diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. İyi bilin ki Allah, eceli geldiğinde hiç kimsenin ölümünü bir an geri bırakmaz. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkiyle haberdardır.” (Münafikûn 63/10-11)
Zira ölüm ve kıyametten sonra çok dehşetli bir gün gelecektir. O günde alış veriş yapmak mümkün değildir ki eksiklerimizi tamamlayabilelim; dostluk yoktur ki dostlarımızdan yardım talep edebilelim; Allah’ın izni hâricinde şefaat yoktur ki günahlarımızın affı için şefaatçilere güvenebilelim.[1] O halde böyle dehşetli bir güne hazırlık yapmak, malı ve canı Allah yolunda harcamak ve orada pişmanlık acıları içinde mahrum kalmamaya çalışmak gerekir. Allah’ın âyetlerini ve âhiret gününü inkâr edip, orası için bir endişe taşımayan veya bir şekilde yakasını kurtarabileceğini düşünen, bu sebeple de malını sadece nefsânî arzularını tatmin yolunda İsrâf eden ve böylece ebedi azabı hakeden kâfirler, zalimlerin ta kendileridir. Onlar gibi davranmamalı, hatta onları da bu yanlış yoldan kurtaramaya çalışmalıdır.
Hidâyete erip kemâl yolunda terakki edebilmek, Allah Teâlâ’yı tanımaya bağlıdır.
Dipnot:
[1] Ancak Allah izin verdiği takdirde, peygamberler, melekler, şehîdler, Kur’an ve bir kısım mü’minler bazı kimseler için şefaat edebileceklerdir. (bk. Tâhâ 20/109; Enbiyâ 21/28; Buhârî, Tevhid 24; Müslim, İman 302; Ebû Dâvûd, Cihâd 28; Dârimî, Fezâilu’l-Kur’ân 1)
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com