Bakara Suresinin 8. Ayeti Ne Anlatıyor?
Bakara suresinin 8. ayeti ne anlatıyor? Bakara suresinin 8. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Münafıkların önemli bir özelliğine vurgu yapan Bakara suresinin 8. ayetinin meali ve tefsiri.
Bakara suresinin 8. ayetinde buyrulur:
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَبِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَمَا هُمْ بِمُؤْمِن۪ينَۢ
“İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları hâlde «Allah’a ve ahiret gününe inandık» derler.” (Bakara, 2/8)
SÖZDE İMAN EDENLER
Bilgi
Bakara sûresinin ilk ayetlerinde, inanç gruplarından birincisi olan müminlerin özellikleri anlatılmıştı. Bu sayfanın ilk ayetlerinde ise kâfirlerin bazı özellikleri anlatılmıştır. Konumuz olan ayetten itibaren de üçüncü bir inanç grubu olan münafıkların özellikleri sayılmaktadır.
Münafıklar gerçekte Allah’a iman etmedikleri hâlde mümin gibi görünürler. Sözlerinde iman olduğu hâlde kalplerinde iman yoktur. Sürekli ikiyüzlü davranan münafıklar, görünüşte toplumun iyiliği için çalışırlar fakat gerçekte gizli gizli kargaşa çıkarırlar. Yüce Allah, münafıkların yaptıklarının içyüzünü bildiğini haber vermektedir. Onların imanı geçersizdir.
Mesaj
“İnandım” diyen kişi kalbini de sağlam bir iman ile doldurur.
Kelime Dağarcığı
Âmennâ: İnandık, kabul ettik.
Yevm: Gün.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİRİ
Münafıklar, inanmadıkları halde başkalarını kandırmak ve alay etmek gayesiyle sadece dilleriyle inandıklarını söyleyen iki yüzlü kimselerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de münafıkların îtikâdî, amelî ve ahlâkî bakımdan pek çok vasıfları yeri geldikçe açıklanmıştır. Bu âyetlerde onların daha çok îtikâdî yönden hastalıklarına dikkat çekilmiştir.
Münafıkların burada zikredilen birinci vasfı, kalben îman etmedikleri hâlde dilleriyle Allah’a ve âhiret gününe îman ettiklerini söylemeleridir. Münafık denildiğinde anlaşılması gereken esas mâna da budur.
Bu âyet, nifaklarında ısrar eden ve müslümanları kandırmaya çalışan münafıkların üzerindeki gizlilik örtüsünü parçalamış ve iman konusundaki aldatıcı beyânlarının arka planını deşifre etmiştir.
Mü’min olmak için sadece söz kâfi değildir. Îmanın aslı ve kökleri kalptedir. Önce kalp tasdik etmeli, dil ikrârda bulunmalı, ameller de bunu desteklemelidir.
Îman etmediği hâlde münâfığı mü’min olduğunu söylemeye sevkeden iki temel sâikten bahsedilebilir:
Birincisi; İslâm toplumuna daha büyük zarar verebilmek için kendini gizlemesi,
İkincisi; korkaklık ve menfaatperestlik gibi zaaflarından dolayı safını netleştirmeyip nereyi güvenli ve menfaatli görürse kendini oraya nisbet etmesidir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com