Barbaros Taktiği Nedir?

Barbaros Taktiği nedir? Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Kaptan-ı Derya Hayreddin Paşa’nın Preveze Deniz Savaşı’nda Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasına karşı kullandığı Barbaros Taktiği’ni anlatıyor...

BARBAROS TAKTİĞİ NEDİR?

Preveze Deniz Savaşı öncesi Haçlı donanmasının komutanı olan “Andrea Dorya, komutanlarına savaş taktiği konusunda konuşma yapıyordu: ‘Barbaros gerçekten çok iyi bir komutan. Çok önemli savaş taktikleri var. Geçmişte düşmanlarını yenerken onları uygulamış. Ben bunların hepsini inceledim, etüt ettim. Buradan edindiğim intiba ile yarın onun bu taktiğine karşılık biz şu taktiği uygulayacağız.’ diye ince ince Hayrettin Paşa’nın her oyununu tek tek anlatmış. Aynı saatlerde Barbaros ise kurmaylarına ve donanma komutanlarına da hitap ediyor ve o da şöyle diyordu: “Bu Andrea Dorya önceki rakiplerime benzemiyor. Çok akıllı bir adam. Muhtemelen benim bütün savaş ve taktiklerimi incelemiştir. Nasıl bir yöntemle savaşa yaklaştığımı biliyordur. Ve buradan hareketle yarın bana yeni yeni taktikler uygulayacak. Ama ben sizden yarın tek bir şey düşünmenizi istiyorum. Yarın karar verirken yarın onun taktiklerine karşılık,  ne yapacağız diye sormayın, yarın her biriniz birer barbaros Hayrettin’siniz, yarın böyle bir taktikle düşmanın karşısına çıkacağız. Varsayın ki Barbaros olsa şimdi şöyle yapardı diye kararınızı ona göre verin. ”

Kısaca:  Bazen taktik ya da taktikler yerine elemanlarınıza ya da kurmaylarınıza inisiyatif vermek de en büyük taktik olabilir. Onlara değer vermek, onların görüşlerine saygı duymak da büyük bir güçtür.

Kaynak: istanbulunsirlari.net

 

İslam ve İhsan

BARBAROS HAYRETTİN PAŞA KİMDİR?

Barbaros Hayrettin Paşa Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.