Batı'daki İslamofobininin Nedenleri

Batılı ülkelerde artan İslamofobik saldırıların artmasının sebepleri.

Gerek Avrupa gerekse Ameri­ka’da ve aşırı sağcı politikacılar eliyle sürdürülen Müslümanların şeytanlaştırılması operasyonu son dönemde gerçekten ürperten boyutlara gelmiş vaziyette. Batı’da Müslümanlara yönelik öylesine acımasız bir algı operasyonu yürütülüyor ki artık sadece Arapça konuşmak ya da İslami kimliği ön plana çıkartan kıyafetler giymek uçaktan indirilme gerekçesi yapılabiliyor.

Amerika’da son yıllarda hızla yükselen İslam karşıtlığının nedenlerine ilişkin yapılan araştırmalar ise Donald Trump gibi kimi siyasilerin “kışkırtıcı” söylemlerinin ABD’de İslamofobik dalgayla nefret saldırılarının artışında oldukça etkili olduğunu gösteriyor

ABD’de İslamofobiyi destekleyen grupları paraya boğulması bir başka neden olarak sıralanıyor. Amerika’da sadece 2008-2013 yılları arasında 33 İslamofobik gruba toplam 205 milyon dolarlık kaynak aktarılmış. İslamofobiyi körüklesinler diye!

AVRUPA'DA İSLAM KARŞITLIĞI

Avrupa’da ise medya ve siyasilerin islamofobik söylemlerinin yanı sıra mülteci krizi İslam ve yabancı düşmanlığın artışındaki en önemli nedenlerden biri olarak sıralanıyor.

İslamofobi ve yabancı düşmanlığının Batı’da geldiği noktayı ise Leipzig Üniversitesi’nin son araştırması gösteriyor. Araştırma yabancı düşmanlığının zirve yaptığı Almanya’da gerçekleştirilmiş. Araştırmanın en çarpıcı yönü Almanların çok önemli bir bölümünün ülkelerinde artan yabancı düşmanlığından rahatsızlık duymadığını göstermesi olmuş. Araştırmaya göre her 10 Alman’dan 8’i Alman devletinin ırkçı uygulamalarını destekliyor. Almanların sadece yüzde 35’inin İslam ve yabancı karşıtı PEGIDA’nın hedeflerine onay vermiyormuş.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Sayı: 365

İslam ve İhsan

İSLAMOFOBİ İÇEREN OYUNLAR

İslamofobi İçeren Oyunlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.