Batı'nın Ukrayna Sessizliği Anlaşıldı

Batı ile Rusya arasındaki güç mücadelesinin nasıl şekilleneceği krizin nereye varacağı tartışıladursun, Ortadoğu'ya odaklanmış dikkatler Ukrayna'da yaşanan krizle beraber kuzeye yöneldi. Ukrayna krizinin Suriye’deki “vekâlet savaşına” nasıl yansıyacağı meselesinin de bu yoğun gündemin en önemli konuları arasında olduğunu görüyoruz.

Ukrayna krizinin dallanıp budaklandığı, krizin nereye doğru evrildiği yönünde yoğun tartışmaların yapıldığı günlerde Ortadoğu’da özellikle Suriye krizine ilişkin önemli gelişmeler yaşandı. ABD Başkanı Barack Obama, 2009’daki ziyaretinin ardından ilk kez Suudi Arabistan’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin ardından Suudi Arabistan’ın gizemli İstihbarat Şefi Prens Bender bin Sultan görevinden alındı. Yine aynı günlerde muhaliflerin tanksavar gibi ağır silahlara kavuştukları sosyal medyaya yansıyan görüntülerde anlaşıldı. Bu durum kimi analizlerde Kırım’ın ilhakından sonra Batı’nın Suriye üzerinden Rusya’ya verdiği bir mesaj olarak yorumlandı ve özellikle Suriye konusunda Obama yönetiminden yeni hamleler gelebileceğine vurgu yapıldı.

ABD-İran iletişiminin ardından özellikle de Obama’nın son Riyad ziyareti sonrasında daha sık dillendirilmeye başlanan bir başka husus ise Tahran ile Riyad yönetimleri arasında buzların erimeye başladığı yönündeki haberler idi. Yapılan analizlerde özellikle İran tarafından Riyad yönetimine yönelik sıcak mesajların yoğunluğuna dikkat çekiliyor. İran’ın ılımlı lideri olarak takdim edilen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Suudi Arabistan’ı ziyaret etmek istediği mesajlarının altı çiziliyor. Bu noktada Suudi Arabistan ile Tahran arasındaki ilişkilerin gerilmesinde önemli rol oynamakla suçlanan Suudi Arabistan istihbarat şefi Prens Bender bin Sultan’ın görevden alınmasının buzların erimesine katkı sağlayacağı belirtiliyor.

Bu tür haber ve analizlerin ne kadar gerçeği yansıttığını görmek için çok fazla beklemeyiz herhalde. Bu noktada şayet varsa böyle bir uzlaşının bölgeye yansımasının ne olacağı sorusu oldukça önemli? Özellikle Suriye’deki iç savaş üzerinde etkisi ne olacak mesela? Suriye konusunda oldukça uç noktalarda bulunan Tahran ve Riyad yönetimlerinin nasıl bir uzlaşı yolu bulacakları önemli.

Bu arada iç savaşın tüm şiddeti ve acımasızlığıyla sürerken Esed rejimi, göstermelik devlet başkanlığı seçimlerinin 3 Haziran’da gerçekleşeceğini açıkladı.

Altınoluk Dergisi, Mayıs 2014, Beytullah Demircioğlu

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.