Bebekler Neden Sık Hastalanır?

Mevcut hava şartları bebek ve çocuklar için pek çok hastalık riski barındırıyor. Peki buna karşı alınabilecek önlemler nelerdir?

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esma Türkmen, mevcut hava şartlarının bebek ve çocuklar için pek çok hastalık riski barındırdığını ifade ederek, “Bugünlerde toplu, kalabalık, kapalı ve sigara içilen ortamlardan mümkün mertebe uzak durulması, ev içi ziyaretlerin sıklığının azaltılması, açık ve temiz havada kısa süreli gezintiler önerilebilir. Evlerin sık havalandırılması, alerji alt zemini olan çocuklar için hipoalerjenik önlemlerin alınması ve koruyucu tedavilerinin aksatılmaması önemli.” dedi.

Türkmen, bebek bakımında yapılan hataların başında, anne adayı veya annenin kulaktan dolma bilgiler veya internet ortamındaki bilgi kirliliğine maruz kalmasının geldiğini belirterek, henüz gebelik döneminde ebeveynlerin doğru ve güvenilir kaynaklara ulaşmasının birçok hatanın önüne geçmeyi sağlayacağını söyledi.

Bebeklerin dünyaya geldikten sonra anne karnındaki güvenli ve sıcak ortamından ayrılarak birçok uyarana maruz kaldığını vurgulayan Türkmen, “Emzirme, bebeğin dış dünyaya adaptasyon sürecinde anne ve bebek arasındaki güven ve şefkat bağının korunup geliştirilmesi bebek bakımında ilk ve en önemli adımlardır.” dedi.

Bebeklerin cildinin son derece hassas olduğunu ifade eden Türkmen, bakım ürünlerini seçerken kimyasal içeriklerden özellikle kaçınmak gerektiğini söyledi.

“SAÇ KURUTMA MAKİNESİ ELEKTROMANYETİK DALGALARA MARUZ BIRAKIYOR”

Türkmen, bebeklerin göğüs dokusunda oluşan şişliklerin anneden geçen hormonlara bağlı olduğunu, asla masaj, sıkma ve benzeri şeylerin yapılmaması gerektiğini, bu tür müdahalelerin yapılmasının ciddi problemlere yol açabileceğini vurgulayarak, devamla şunları kaydetti:

"Gözlerde oluşan akıntı ve kızarıklık gibi durumlarda anne sütü damlatmak yerine çocuk hekimine danışılmalıdır. Enfeksiyon ya da gözyaşı kanal tıkanıklığı olabilir ve tedavisi ona göre düzenlenir. Bebeklerde tırnakların kesilmesi için en uygun zaman tırnakların uzayıp tırnak yatağını geçtiği zamandır. Bebek törpüsü ile keskinliği azaltılır ve kendi yüzünü çizmesine engel olunabilir.

Bebeklerin giyimi ile ilgili hatalar da sıkça görülür. Bebekler için en uygun ısı 22-23 derece, nem oranı yüzde 40-60 arası olup vaktinde doğan bir bebek, annesinin giyiminden bir kat fazlasını giymelidir. Çok fazla, kat kat giydirmek ter bezleri henüz gelişmemiş bir bebekte ısının çok fazla artmasına, huzursuzluğa ve isilik problemine yol açabilir. Bebeklerde saç kurutma makinesinin kullanımı, bebeğinizin elektromanyetik dalgalara maruz kalmasına yol açabilir. Bu nedenle kullanımı önerilmez. Havlu ile ıslaklığı alınıp oda ısısında kurutulmalıdır."

“KIŞ MEVSİMİNDE BİRÇOK ÇEVRESEL FAKTÖR, BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR”

Türkmen, sonbahar ve kış dönemlerinde bebek ve çocuk sağlığını tehdit eden birçok çevresel faktörün; soğuk algınlığı, ağır gribal enfeksiyonlar, sinüzit, farenjit, bronşit, bronşiolit reaktif hava yolu hastalığı, kusma ve ishallerle seyreden gastroenterit ve çocukluk çağı döküntülü hastalıkları gibi vakalarda artışa yol açabildiğini anlattı.

Bebek sahibi ailelerin hekimlerin önerilerini baz alması gerektiğini vurgulayan Türkmen, aşılama programlarına riayet edilmesinin, özellikle ağır seyredebilecek çocukluk çağı hastalıklarından korunmada en önemli önlemlerin başında geldiğini kaydetti.

Mevcut hava şartlarının bebek ve çocuklar için pek çok hastalık riski barındırdığına işaret eden Türkmen, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İçinde bulunduğumuz bugünlerde toplu, kalabalık, kapalı ve sigara içilen ortamlardan mümkün mertebe uzak durulması, ev içi ziyaretlerin sıklığının azaltılması, açık ve temiz havada kısa süreli gezintiler önerilebilir. Evlerin sık havalandırılması, alerji alt zemini olan çocuklar için hipoalerjenik önlemlerin alınması ve koruyucu tedavilerinin aksatılmaması önemlidir. En önemli önlemlerin başında yer alan el yıkama, her türlü enfeksiyon geçişinde çok önemli bir bariyerdir. Bebeklik döneminde anne sütü, ilk 6 ayda enfeksiyonlardan korunmada çok önemli bir yere sahiptir. Anneden geçen antikorlar bebeği uzun süreli korur. Hekimin önerisi doğrultusunda probiyotikler b glucan ve propolis destekleri, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde hastalıkların önlenmesi ve korunmasında yer almaktadır.”

Kaynak: AA

EMZİREN ANNELERE GAZ YAPAN 14 YİYECEK

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.