Bedevi Ne Demek?
Bedevi: Çölde, çadırda, ibtidâî şartlarda yaşayan, medenî olmayan kişi anlamına gelir.
BEDEVİ KELİMESİNE ÖRNEK
Sohbet meclisleri vecd içinde idi. Peygamberimiz (s.a.v) konuşurken etrâfındakiler öyle büyülenir ve can kulağıyla dinlerdi ki, Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın ifâdesi vechile, başlarına bir kuş konmuş olsa, uçmadan saatlerce durabilirdi. O’ndan ashâbına akseden edeb ve hayâ o derecede idi ki, kendisine suâl sormayı bile -çoğu kere- cür’et telâkkî eder ve çölden bir bedevî gelerek Hazret-i Peygamber’le sohbete vesîle olsa da, O’nun feyz ve rûhâniyetinden istifâde etsek diye beklerlerdi. (İbn-i Sa’d, I, 121, 365, 422-425; Heysemî, IX, 13.)
*****
Bedevînin biri, Mescid-i Nebevî’de küçük abdestini bozmuştu. Sahâbîler hemen onu azarlamaya başladılar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Adamı kendi hâline bırakın. Abdest bozduğu yere bir kova su dökün. Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil.” buyurdu. (Buhârî, Vudû’ 58, Edeb 80)
*****
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kardeş kabilelerin birbirini boğazladığı, korkunç bir kan gölü hâlindeki bedevîlik çölleri, O Rahmet Peygamberiʼnin tebliğ ve irşâdıyla, nurlu medeniyet bahçelerine dönüşmüştür.
*****
Hazret-i Ömer (r.a), Yezid bin Abdullâh’ı merkezden uzakta yaşayan bedevîlere Kur’ân öğretmek için gönderdi. Ebû Süfyân’ı da bedevî kabîlelere giderek tahsil derecelerini tespit için müfettiş tayin etti. O, ayrıca Medîne’de çocuklara Kur’ân öğretmesi için üç sahâbîyi vazifelendirip her birine aylık 15 dirhem maaş bağladı. Yetişkinler de dâhil, herkese kolayından en az beşer âyet öğretilmesini emretti.